31 Mart günü yapılan yerel seçimlerin sonucunu takip etmek için akşam sandık kapanma saati ile televizyon ekranlarına kitlendik. Televizyonda aradığını bulamayanlar da alternatif kanallara yöneldi. İlk sonuçların açıklanması için yayın yasağının kalkması beklendi. İlk sonuçlar açıklanmaya başlandığı anda, gördüklerimize dönüp bir daha baktık. İlk başta inanamadık. Sonrasında böyle devam eder diye umut ettik. En sonunda tüm ülke kocaman bir bayram sahnesine dönüştü.
Bu yerel seçimlerin sonucu insanlara umut verdi. İlk kez çoğu insanın istediği bir sonuç gerçekleşmiş oldu. Kadınlar belediye temsilciliğinde yer aldı. İlleri yönetecek kadınların sayısı arttı. Hiç tahmin edilemeyen il ve ilçelerin belediye yönetimi değişti. Haritanın rengini gören çoğu insan sevinçten ne yapacağını bilemedi.
Özellikle mayıs genel seçimlerinden sonra umutsuzluk ve çaresizlik içerisinde yaşamaya başlayan insanlar, yeniden mutlu oldu. Sanki adalet bir yerde kendisini göstermeye başlıyordu. Dönüp baktığımızda hala daha rüya gibi gelen bir olaydı bu yerel seçim. İyi de nasıl böyle oldu, madem olabiliyordu da neden mayıs ayında olmadı gibi çeşitli sorular akıllarda oluşmaya başladı. En nihayetinde erken seçim konuşmaları da hemen arkasından gelmeye devam etti.
Genel seçim sonrası insanların maruz kaldığı haksızlıklar ve aşağılayıcı tavır herkesi rahatsız etmişti. Tüm bunlar hala daha uyanamayan insanlar için uyarı olmuştu. Tehdit ile elde edilen hakimiyet nihayet son buluyordu. İnsanların inanç noktalarına yapılan darbeler, tepkinin ortaya çıkışının işareti oluyordu. Ancak en temelde bazı gruplar yer değiştirmişti. Özellikle futbol taraftar grupları ve dini alt gruplar. Yanlarında yer alan insanları karşılarına alan genel yönetim, yerel seçimlerle cezalandırılmıştı. Her şeyden önce doğru isimler, doğru yerlerde aday gösterilmişti. Erdal Beşikçioğlu’nun Ankara Etimesgut ilçesinden aday gösterilmesi gibi.
Seçim gecesi yapılan konuşmalarda yer alan özellikle TRT’ye yapılan göndermeler tüm süreci açık ediyordu. Eşitlikten uzak bir yaklaşımla belli ideolojileri destekleyen yayın ve yayım kuruluşları, karşılarına aldığı veya yok saydığı yönetimi haberlerinde yer vermek zorunda kaldı.
Bahar Mart ayında veya geçtiğimiz yıl Mayıs ayında gelmemiş olabilir. Ancak 1 Nisan sabahına sendromsuz bir şekilde başlayan koca bir ülke olduk. Bahar şimdi gelmişti güzel ülkeme. Bir ömür boyu bu bahar havası sürer umarım. Çünkü böyle çok güzeliz, ne dersiniz?