Sonra çocuklar bayım, çocuklar hanımefendi çocuklar dan dan söz etmeyi onların derdini dert edinmeyi acılarını acı ve aç kalışlarını kentlerin orta yerinde, camilerin gölgesinde okulların içinde...
Varsın kimileri görmezden duymazdan gelsin, bazıları yazmaktan korksun, buram buram zulüm kokuyor şehirler...
Yoksulluk kokuyor acı kokuyor, evlerin çoğunda gözyaşı çaresizlik, siz bu gökdelenleri siteleri yalıları görünce ülkenin her yanı böyle sananlardan mı oldunuz?
Çok acı...
Yaşamak yalnız varsılların mı hakkı diye sorsam, ya yoksullar ne olacak ne olacak yaşama hakkını gasp ettiğimiz canlılar kuşlar ağaçlar kediler...
Kim söyleyecek senin Rabbin onlarında rabbi, eğer Rap diye bir inancın varsa
Merhametin tükenmediyse vicdan kaldıysa...
Neden kuşların nereye gittiğinden, yok olup gittiklerinden söz etmezler şiir günlerinde şairler, ya da Belediyelerin konser verdikleri sözde sanatçılar...
Camiler de...
Okullar da neden söz edilmez kuşların da yaşama hakkı olduğu, toprağın bereket olduğunu neden söylemez gazeteciler yazarlar da, beton binaların işgali altında...
Ey mimarlar ey inşaat mühendisleri inşaat yapanlar, kimse söylemesin varsın, söylüyorum işte, sizlerin çoğu işgalci ruhu taşıyanlarsınız, ne kaybolan kuşlar ne yok ettiğiniz toprak bağ bahçe umurunuzda...
Parayı serveti Tanrı yerine koyanlarsınız çoğunuz...
Hani her canlı gibi kuşlar da Allah'ın ayetlerinden bir ayetti...
Hani sünnetti kuşlara buğday atmak...
Hani yetimlerin elinden tutmak karnını doyurmak insanlığa dâhildi, mümin olmanın şartlarındandı...
Ne düşünüyorsunuz?
Bunun bir hesabı olmayacak mı, hesap gününde?
Pencereler den baktığınız gökdelenler uğruna her şeyi katleden bir zihniyet inşa etti birileri..
Toprağı...
Ağaçları
Gülüşlerini çocukların yok ettiler..
Sahi bunun neresi insanlık?
Dinin neresinde var seyirci kaldıkların...
Kim kimler hakkı hakikati söylemiyor yazmıyor dillendirmiyorsa kalpleri kurusun...
Bırakın kentlerin yakasını, çocukların yakasını bırakın, dinin yakasını bırakın ve baş başa haşrolun paranızla pulunuzla...
Merhamete hasret kaldık, sabah güneşine kuş sesine derelerden akan su sesine hasret kaldık, ne utanmaz kişiler ile doldu kentler...
Biliyorum sözlerimin nafile olduğunu kimileri yanında...
Olsun...
Kuşlar adına ağaçlar adına çocuklar adına “yaşarken susmadım bir avuç söz ettim” Allah'ım diyeceğim büyük günde, yani hesap gününde...
Yetmez mi?
Ne dersin bayım?