Yalan, çok yalan söyleyen yöneticilerin ablukasında, ne acısını açık edebiliyor ne sevincini, etse bile kimselerin umurunda olmuyor…
İnsan dünyanın canını çok acıttı…
Dağların, bahçelerin, ağaçların…
Suların, ırmakların canını çok acıttı…
Gündelikçi kadınların da, eve ekmek götüremeyen babaların…
Senin de haberin var mı?
İnsan
Kuşların,
Çocukların,
Ve kadınların canını çok acıttı…
Ülkemiz her gün beş, altı kadının öldürüldüğünü kimse sorgulamıyor, mesela cami kürsülerinde anlatılmaz…
Çıkarcılar, kötülükten besleneler her yerde…
İnsan
Sözlerin,
Kitapların,
Şiirlerin,
Masalların,
Ve toprağın canını çok acıttı…
En çok toprağa, bağa, bahçeye ihanet etti ülkemiz insanı…
Paraya tapıcılar doymak bilmediler, bu gidişle bilmeyecekler de…
İnsan
Biraz zalim,
Biraz yalancı,
Çok bencil,
İnsan aşkın ve sevdanın canını çok acıttı…
Bakma benim insan deyip durduğuma ve suçu günahı paylaştırmak istediğime…
İnsan derken yöneticileri, idarecileri, yetki sahipleri “Biz bu kentin, bu ülkenin efendisiyiz” diyenleri murat ediyorum…
Mesela bu kentte Belediye Başkanı’nı daha önce başkanlık yapanları, bu konuda yetki güç sahibi olanları…
Sonra devlet adına yetki kullananları, din adına kendilerinin söz sahibi olduklarını sananları…
Biraz belalı bir görüş, olsun…
İnsanın canı acıyınca, üşüyünce gece boyunca, ya da dert edinirse insanlığın acılarını bazı sözleri etmeyi ibadet biliyor…
Her insanın yüzü gülmediği, her eve ekmek girmediği, her çocuk mutlu olmadığı müddetçe…
Ötesini söylemeyelim…
En azından utanma geri gelsin deme hakkımızı kullanıyoruz, utanmıyorlar çünkü…
Sefalet yaşattıkları insanlardan utanmıyorlar, utanması gerekenler