Binlerce mezun var

Bu hafta farklı üniversitelerin mezuniyet tören haftası.

Her üniversite mezun öğrencileri için tören düzenliyor ve büyük bir coşku ile uğurluyor. Bu coşkulu törenlere bölüm hocaları, rektörler, dekanlar ve mezun öğrencilerin aileleri katılıyor. Kimi zaman duygusal anlar yaşanıyor olsa da öğrenciler en çok arkadaşlarından ve üniversitelerinden ayrılacağı için üzülüyor. Aileler gururlu bir mutluluk yaşıyor. Belki de yıllar boyunca şahitlik etmek istedikleri anın gelmesinden dolayı gurur yaşıyorlar.

Öğrenciler için ise durum farklı. Daha mezun olmadan iş bulma ve kariyer telaşına düşen öğrenciler geleceğini öngöremedikleri için endişe yaşıyor. İstediği bir işe girebilmek bir yana herhangi bir işe girebilmenin telaşını yaşıyorlar. İşsizlik her geçen gün artarken insanların iş beğenmediğinden şikayetçi olanlar da başka bir konu. İş beğenmemek değil hayat standartlarına uygun iş bulamamaktan şikayetçi aslında insanlar. Bu gözden kaçıyor.

İstihdamın yapılamadığı ve mezunların yine bir sınav yarışına girdiği yirmili yaşlar, hayal edilenden uzakta geçmeye başlıyor. Bir grup öğrenci KPSS yollarını, başka bir grup yüksek lisansı, başka bir grup ise yurt dışına gitme planları yapıyor. Herkes kendi derdine düşmüş durumda yani. İş kapanın elinde kalırken dayısı olmayanlar kasiyer olmaya çalışıyor. Mezuniyetin coşkusu ilerleyen günlere taşınamıyor.

Tüm bunların suçlusu yine öğrencinin kendisi oluyor. Elinden geleni yapmadığı, yeterince uğraşmadığı veya mücadelesinin eksik kaldığı düşünülüyor. Sürekli bunlar söyleniyor. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de iş istihdamı sağlayamayan bölümlere kısıtlama getirileceği haberi ise akıllara bizdeki bölümleri getiriyor. Bizde bu uygulansa acaba geriye kaç bölüm kalır diye düşünmeden edemiyor insan. 

Şimdi çalışıyorsanız eğer kendi mezuniyetinizi düşünün. O gün kurduğunuz hayalleri veya hedeflediğiniz planları ne kadar gerçekleştirebildiniz? İstediğiniz her şey gerçek oldu mu? Hedeflediğiniz noktada mısınız? Bu soruları sorunca cevaplarınızda boşluklar kalıyor mu? Tüm bunların sorumlusu kim peki? Sadece öğrencinin doğru plan yapmaması mı yoksa sistemsel bir problem olabilir mi?

Daha birçok durumun farkında olamadan tercih yapılıp girilen bölümler yıllar sonra pişmanlık yaratırken yirmili yılların başları kariyer planı yaparken ne kadar uyanık olmanızın farkında olamadığımız yıllar oluyor genellikle. Hayatta pişmeden hayatın ortasına atılıyoruz. Bu atılma ile okyanusta yüzmeye ve hayatta kalmaya çalışılıyoruz. Hayatta kalma diyorum çünkü mevcut durumda yaşamak bir kenara hayatta kalabiliyorsanız mükemmel bir başarı bu sizler için. Bir de buradan bakalım mı ne dersiniz?

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }