Bu yöntem iyileşme süresini hızlandırıyor!

Yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı ve kalın bağırsak tümörleri… Sindirim sistemi kanserleri dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Öyle ki Türkiye’de her yıl yaklaşık 175 bin kişide yeni kanser teşhis ediliyor. Tüm kanser türlerinin yüzde 20’sini de sindirim sistemi kanserleri oluşturuyor. Bu kanserler ayrıca ülkemizde kanser kaynaklı ölümlerin de önde gelen sorumluları arasında ilk sıralarda görülüyor. Bunun nedeni ise sindirim sistemi kanserlerinin genellikle geç aşamaya kadar belirti vermemesi sonucu tedavisinde geç kalınması! Günümüzde sindirim sisteminde oluşan tümör ve polipler aslında düzenli yapılan kontrollerde, yüksek çözünürlüklü görüntüleme yöntemleri sayesinde, çok erken aşamalarda tespit edilebiliyor. Üstelik ‘erken evrelerde’ artık endoskopik yöntemlerle de tedavi edilebiliyor! Son yıllarda en dikkat çeken yöntem ise hastaya pek çok önemli fayda sağlayan: Endoskopik submukozal diseksiyon!

Bu yöntem diğer endoskopik yöntemlerle bir çırpıda çıkarılamayacak ya da tek parça çıkarılması gereken, genellikle 2 cm’den büyük polipler, kanserleşme riski yüksek lezyonlar ve kanserlerin çıkarılmasında kullanılıyor.

Bu yöntemin sağladığı en önemli fayda ise hastaların kanser ve tümörlerinden kurtarılmasıdır.

Bunun yanı sıra cerrahi yöntemden farklı olarak hastaların karınlarında herhangi bir kesi, yara ve dikiş izi de olmuyor. Dolayısıyla yara iyileşmesi sorunları ve karında kesi izi gibi problemler yaşanmıyor, çünkü işlem endoskopik yolla içeriden yapılıyor. Yöntemin bir diğer önemli avantajı da hastaların bir veya iki gün içerisinde taburcu olarak normal yaşamlarına dönebilmeleri. Hatta bağırsağın çıkış kısmındaki tümörlerde hastalar ömür boyu karınlarına bağlanmış kalıcı torbayla gezmek zorunda kalmıyorlar.

Tümör ve poliplere ameliyatsız tedavi

Eskiden yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı ve kalın bağırsak kanserlerinde ilk tedavi seçeneği genellikle ameliyat, yani cerrahi girişim oluyordu. Ancak ameliyatlar; yara iyileşmesinde sorunlar, yara yeri enfeksiyonu, karın içi enfeksiyonlar, bağlantı yerlerinden kaçaklar ve anesteziye bağlı riskler taşıyordu. Ayrıca hastanede uzun süre yatma riski de söz konusuydu. Diğer taraftan son 30 yıl içerisinde, ‘endoskop’ denilen aletlerle yapılan incelemeler çok gelişti. Günümüzde endoskopi yöntemi ile yemek borusu, mide ve kalın bağırsak gibi organların iç yapılarının değerlendirilmesinin yanı sıra ameliyatsız bir şekilde, uygun bulunan kanser ve kanserleşme riski yüksek lezyonlar, örneğin bazı polipler artık ameliyatsız olarak çıkarılabiliyor. Endoskopik yöntemler arasında da ESD (endoskopik submukozal diseksiyon) de hastaya sağladığı önemli avantajlar nedeniyle dünyada ve ülkemizde daha sık uygulanıyor.

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }