Bugün de hakemlikten

Futbolculuğumun, hakemliğimin ve antrenörlüğümün çok renkli geçtiğini söyleyebilirim.
Aklıma gelen ilginç anılarımı yazmaya devam edeceğim.
Tabii aklıma gelirse!
Yaş 80’i geçince, 
İnsana hafızası da ihanet ediyor. 
Hakemlikle en ilginç anılarımdan birisi şöyle.
Komşu il Çankırı’nın çok sayıda karşılaşmalarını yönetmiştim. 
Ben antrenörlük ve yöneticilik yaparken kimi deplasman karşılaşmalarında bazı hakemlerin korkaklığı yüzünden çok haksızlığa uğradığımızdan hakemliğimde ev sahibi takım ayrımını kesinlikle yapmadığım için çoğu takım benim tarafsızlığımı takdir ederlerdi.
Çankırılı takımları da öyleydi.
Bir gün Çankırıspor’un Türkiye kupası eleme karşılaşmasını yönetmekle görevlendirilmiştim.
Rakip takımın ismini hatırlamıyorum.
Hatırladığım tek şey, bir hafta önce o takım kendi sahasında Çankırısporlu futbolcuları dövmüş.
Bu yüzden de deplasmana gelen takımın yöneticileri kendilerine de aynı muamele yapılacağını düşünerek, federasyona, güvenlik birimlerine müracaatta bulunarak güvenlik önlemlerinin alınmasını istedikleri için, yakın illerden bile güvenlik güçleri gelmişti.
Federasyon temsilcisi beni sıkı sıkıya uyardı.
“Aman dikkatli ol” falan diye.
Bir ara soyunma odama Çankırılı bir yönetici geldi. 
Beni çok takdir ettiklerini söyleyerek öve, öve bitiremedikten sonra, “Hocam bu karşılaşmayı siz yönetmeseydiniz çok iyi olurdu” dediğinde.
“Neden” diye sorum.
“Bunlar geçen hafta bize yapmadıklarını bırakmadılar. Şimdi sıra bizde” deyince.
“Bakın ben de sizi yakından tanıyor ve takdir ediyorum. Geçen haftaki olayı ben de biliyorum.
Ama.
Ben hancı, siz yolcu olduğunuz sürece sık sık karşı karşıya geleceğimize göre, benim hakemliğimde bir olayın çıkmasına kesinlikle müsaade etmem. 
Eğer olay çıkarırsanız sizi kesinlikle affetmem.
Ama hocam” dediğinde.
“Aması maması yok. Karşılaşma boyunca en ufak bir olay istemiyorum. Karşılaşmanın bitiş düdüğünü öttürdükten sonra ne halt karıştırırsanız karıştırın. Beni ilgilendirmez” dedim.
Karşılaşmanın ilk yarısı bitti.
Federasyon temsilcisi yanıma gelip, “Ne yaptın bunlara büyü falan mı yaptın?” dediğinde.
“Bir şey yapmadım. Sadece, benim yönettiğim karşılaşma süresince en ufak olay istemem ama sonrasında kim ne yaparsa yapsın ona karışmam” dedim.
Karşılaşmanın devre arasında yardımcı hakemleri de uyardım. Karşılaşmanın bitiş düdüğünü çıkış kapısına yakın öttüreceğim yardımcılardan birine beni takip etmesini diğerine de sakın sahaya girmemesini, bulunduğu taraftan çekip gitmesini söyledim.
Dediğim gibi de oldu. 
Karşılaşmanın bitiş düdüğü ile birlikte koşarak soyunma odasına doğru koşarken, arkamızdan da ahlar, oflar, bağrışmalar gırla gidiyordu.
Anlayacağınız Çankırılı futbolcular bir hafta önceki olayın da rövanşını almış oldular.
 

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }