Ülkemizde inşa edilen liderlik sevgisi, önderlik sevgisi şeyh ağabey sevgisi Tanrı sevgisi haline dönüştürülmüş bir halde...
Mesela partiler birer mezhep gibi algılanıyor, liderleri mezhep imamları gibi... Ne söylerlerse doğru söylüyor sanıyorlar onların tabileri...
Ne acı bundan rahatsızlık duyan, bu doğru değil diyen, bu kadarı da olmaz diyen insan neredeyse yok gibi... Zira herkesin bir yerlere, bir partiye bir tarika- ta bir guruba bağlı olduğu insanlar haline getirdiler insanları...
Ve herkes kendi halinden, kendi efendisinden kendi partisinden cemaatinden gurubundan memnun gibi görünüyor...
Hepsi karşıyı suçlamakla meşgul, olup bitenlerin günahının karşı tarafa yüklemekle meşgul... Nasıl bir anlayışsa kimse günaha suça ortak olmak istemiyor ve insanımızda alkışlıyor bu yanlışları...
Toplum olarak aklımızı şuurumuzu kaybetmiş bir haldeyiz, ağır bir söz ama gerçek bu... Bu duruş en çok insanın kendine zarar veriyor...
Bakın açık açık yazıyorum “Asla o parti bu parti hatta o tarikat bu tarikat, o cemaat bu cemaat o gurup bu gurup demiyorum” ama diyorum ki, şartsız koşulsuz inanmak insanın özgürlüğüne ipotek koyar...
Partiler de cemaatlerde tarikatlarda hatta gurup- larda lider olanların her birini, tabileri seçmenleri müritleri bağlıları “liderlerini en azından küçük Tanrılar görüyorlar” ve buda bizi başkalarına düşman ediyor...
Neyse...
Üstat Nuri Pakdil’in deyimi ile bir klâs duruşu olmalı insanın, yani hak üzere insanca ve İslam ca... Maa- lesef o duruşun nasıl olması gerektiğini bile bilemez olduk...
Ve şimdi yeniden bir daha bizi kavga etmeye kendi saflarında sıkı durmaya kendi yanlışlarını bile alkışlamaya çağırıyorlar bizi, üzgünüm ama bunu yapıyoruz çoğumuz... Muhsin Yazıcıoğlu’nun anlatımı ile dünya bu kadar yamuk olmaya değmez...
Bu dünya kargaşasında aklımıza düşmese de vallahi kıyamet kopacak ve hesap günü herkes yaptığının hesabını verecek... Ve o gün bu peşinden gittiğimiz yanlışlarını görmezden geldiğimiz efendilerin kim- seye bir faydası olmayacak, çünkü kendilerine bile faydaları olmayacak...
Diyorum ki kardeşle, çok küçük dünya menfaati için haksızın yanında durmayalım, haksız babamızsa bile “Baba sen haksızsın” haklıya karşı...
Zira insan olmak için bunu yapmak bunu söylemek gerekir...