Çağımız İbrahim, çağımız

İçimiz, dışımız yangın yeri ve gözümüzün önünde dünyanın gözü önünde ve insanlığın ve sözde Müslümanların gözü önünde, Filistin’de Gazze’de çocuklar ölüyor, çocuklar öldürülüyor,  hem de onar onar, yüzer yüzer...

Artık çocukların cesetleriyle sabahlıyor babalar, anneler, kardeşler eğer kendileri ölmemişse...

İnanıp iman ettiğimiz dine göre, bu çocuklar bizim çocuklarımız sözü edecek değilim... Yeryüzünde bütün çocuklar bizim ortak çocuklarımızdır, özellikle Müslüman halkın çocukları...

Çağımızın merhameti tükendi, acıma hissi bile kalmadı insanların çoğunda...

Çağımız büyücüler çağı gibi...

Çağımız yalancılar, zalimler, zalimlere alkış tutan insanlar çağı... Merhamete, vicdana, hasret, sevgiye hasret... En çok yoksullara, masunlara, zulüm edilen, işkence edilen bir çağ...

Aç insanları seyreden kişiler ile dolu ülkeler, kentler dünyanın her yerinde...

Çağımızda insanların çoğu, siyasetçilerin çoğu, idarecilerin, yetki sahiplerinin ve Müslüman ahalinin pek çoğu ikiyüzlü...

Yalnız doğmuş çocukları değil, doğacak çocukların bile öldürüldüğü ve bu ölümlerden zevk alan kişilerle dolu ülkeler...

Canı çıksın böyle bir anlayışın, Allah kahretsin...

Yazıyor olmaktan canım sıkılıyor içim acıyor, ama ey insanlar, ey Müslüman ahali, sizler, bizler çok ikiyüzlü olduk ve kardeşliğe inanmadığımız, ayetlere inanmadığımız, ahret gününe inanmadığımız bir daha anlaşıldı...

Hani inandığımız dinde iman kardeşliği çok önemli ya; peki nerde?

Eğer inanıyorsak nasıl bir inanma bu diye size soruyorum...

Bir filmi seyreder gibi seyrediyoruz olup biteni, küçücük bebeklerin ölümlerini parçalanmış cesetlerini...

Öyle değil mi?

Kulaklarınız duymuyor mu, Filistinli, Gazzeli annelerin, çocukların acı çığlıklarını?

Nasıl bir insanlık bu? Nasıl bir Müslümanlık? Eğer acılarını hissetmeyecek kardeş tabir ettiğimiz bir halkın çığlığını?

Ölüm kuyusu gibi kentler ve birileri zevk alıyor bu ölümlerden bu çığlıklardan, hastane bahçelerinde bile yer kalmadı çocuklarının cesetlerini gömmek için...

Bazıları rahatsız olsa da, bunları söylemek bizim borcumuz insanlığa karşı... Kardeşler diyorum, kardeşler zulüm kime yapılırsa yapılsın, haksızlık kime yapılırsa yapılsın, ses çıkarmamak zulmü onaylamaktır bütün kutsal metinlerde...

Siz bilirsiniz, inanın, inanmayın hepimiz için ölüm yakın, hesap günü yakın, o gün gelmeden insan olduğumuzu ve yaşadığımız vakte karşı, yaşadığımız ülkeye, yaşadığımız şehre karşı görevlerimiz var diyorum...

İnanıyorsak, inandığımız dine karşı görevlerimiz var diyorum, hem de bazılarının güleceğini bile bile...

Daha çok çamura bulaşmadan ayağa kalkalım, kendimizi temiz kılmaya, insan kılmaya çalışalım...

Bu hatırlatmayı kimseler yapmaz sana, kentin müftüsü bile...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }