İnançlarımız, örflerimiz, kültürümüz, toplumsal görüşlerimiz sayesinde her ülkenin her şehrin her semtin hatta her evin bile kendine göre bir sınır çerçevesi var. Örnek olarak Türkiye'de eşcinsellik hala ayıplanırken başka ülkelerde alkışlanıyor. Bazı ülkelerde sokakta sarılmak bile hapse girmeye neden olurken bazı ülkelerde ekolojik seksleri ülkenin kendisi destekliyor. Kimsenin doğrusu kimseye uymuyor, herkesin ayrı bir mantığı var. Olması gereken de bu. İnsanlar farklı, hayatlar farklı. Senin ayıp dediğin şeyi başkası ulu orta yapar senin normal dediğin şeyi ise başkası ağzına bile laf ettirmez. Ama bu kadar farklılığa rağmen genel olarak bazı durumlar var. Sübyancılık ya da toplum içinde cinsel hayat gibi unsurlar nerdeyse tüm dünya tarafından suç olarak görülen şeyler. Ama bunlar şu anlık...
Ya bundan asırlar sonra asıl bunlar normal olarak karşılanırsa? Barınma, korunma, beslenme gibi üreme hakkımız da genel bir durum haline gelirse? Bu bence çok da uzak olmayan bir yolculuk. Özellikle günümüzde dinsizleşme, artık inancı olan insanları hor görme gibi kavramlar bu kadar genişlemişken. Kültür ve örfe cahil, eski kafalı gözüyle bakılıyorken bu bahsettiklerim olabilitesi yüksek bir hale geldi.
Cesur Yeni Dünya kitabında da bu konudan bahsediliyor diyebilirim. Fazla Cesur olan bir gelecek dünyasından bahsediliyor aslında. Aradan asırlar geçmiş artık ne ebeveyn diye bir şey kalmış ne de aile. Çocuklar laboratuvar ortamında dünyaya getiriliyor ve hepsi alfa beta gibi sınıflara ayrılıyor ve bu sınıfların gerçekleştirmesi gerektikleri görevlerle donatılıyorlar. Bu donatım ise doğdukları andan itibaren bilinçaltına işleyerek hallediliyor. Bu topluluğun en büyük mottosu ise "herkes, herkese aittir" sloganı. Bu slogandan da yola çıkarak anlayabileceğiniz şudur ki bu cesur dünyada 7den 70e herkes birbiriyle münasebete girmiş durumda. Bu fazla mıç mıç olan ütopik topluluk bir arada yaşarken bir süre sonra aralarına Vahşi adlı bir genç katılıyor. Vahşinin dünya görüşü ise bizim günümüzdeki görüşle aynı. Özel hayat, mahrem, aşk, duygu, bağlılık ve sadakat nedir bilen biri.
Kitabın birinci yarısında bu ayrıştırılmış dünyadan bahsederken ikinci yarısında vahşinin bu dünyaya olan tepkisi anlatılmakta.
Ben okurken baya keyif aldım ve merak ettim. Merak ettim çünkü olay örgüsü hiçte benim tahmin ettiğim gibi ilerlemedi ki bu benim için başarılı bir kitap dememin nedenidir.
Balon olmayan bu kadar övgüyü hakeden ve herkesin kitaplığında yer alması gereken bir kitap.
Bilim kurgu severlerin su gibi okuyup geçeceği bir eser.