CEZASIZLIĞIN MEŞRULAŞTIRILMASI

Geçtiğimiz günlerde birçok suç kaydı olan ancak ceza almadığı için sokaklarda gezen birisinin, genç bir kadın polisi öldürdüğü haberini aldık. Nasıl olur diye düşünürken bir anda zanlının poşet içerisine konularak gözaltına alındığına dair görüntüler ile karşılaştık. Şiddetin yine şiddet ile çözülmeye çalışıldığına yeniden şahit olmaya başladık.

Cezasızlığın meşrulaştırılması kavramını ilk duyduğumda anlamakta zorlanmıştım. Sonrasında gündelik hayatımıza baktığımızda nasıl bu zamana kadar görmemişiz diye hayıflanmıştım. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, doğanın katledilmesi veya hayvanlara uygulanan şiddet haberlerine dönüp baktığımızda hep şunu gördük; daha öncesinde suç kaydı olan insanlar yine bir suç işlemişti. Biz sadece son suçu biliyorduk.

Uygulanmayan ceza sistemi yahut yasalar insanlar için kaçınacağı bir unsur olmaktan uzaklaşacaktır. Yasalar devletin vatandaşlarını koruması gerekirken, en çok da kendi vatandaşlarına zarar vermeye devam ediyor. İyi hal indirimi, ceset yoksa ceza yoktur veya kanıtlanamadığı için suçun düşmesi gibi birçok detaylar küçük olsa da bugün bir insanın yaşamdan koparılmasına sebep oluyor.

Bir başka insanın en temel insani haklarına zarar veren insanların bu kadar rahat bir şekilde gezmesi veya ‘’en fazla 6 ay yatar çıkarım’’ gibi söylemlerde bulunması inanılmaz bir olay değil mi? Mantıktan uzak bu senaryoyu her gün yaşıyoruz. Mağdurlar seslerini çıkarmaya korkarken, suçlular gayet rahat bir şekilde sokaklarda gezebiliyor. Anlamakta zorlanıyorum. Kimin hayatı daha kıymetli ki diye sormak istiyorum.

Düşünce suçlarının yahut devlete karşı suç işlediği düşünülen insanlar için özenilirken, başka hayatlara ve canlılara zarar verenlere karşı nasıl bu kadar hoşgörülü yaklaşılıyor bilemiyorum. Anlayamıyorum. Anlamak da istemiyorum.

Başka hayatlara zarar veren insanların bir sabah kalkıp ‘’ben bugün birini öldüreceğim’’ diyerek sokağa çıkmadığını biliyoruz. Mutlaka bir nedeni oluyor. Eğer bir neden yoksa da mutlaka daha öncesinde işlediği başka suçlar oluyor. Bu kadar açık olan bir şeyi her seferinde dile getiriyorsak, şu anda cezaevlerinde kimler var diye de sormak istiyoruz doğal olarak.

Asıl suçluların sokaklarda gezdiği, sosyal medyada boy gösterdiği ve inanılmaz lüks hayatlar yaşadığı bir dünyada; cezaevleri daha güvenli gelebiliyor. Kendi evimizde, sokağımızda, işyerimizde kendimizi güvende hissetmiyoruz. Devletin vatandaşlarını koruması ve güvenliğini sağlaması gerekirken, bunu yapması gereken kurumları insanların hayatlarını koruyamıyor.

En temel insan haklarından olan ‘yaşama hakkı’mız elimizden alınıyor. Cezasızlık meşrulaştığında, parası ve tanıdıkları olanlarının hayatlarının daha kıymetli olduğunu gördük. Kendi halinde olan insanlar sadece birer piyon ve gerçek suçlular için birer oyuncak gibi. Ne dersiniz?

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }