Hani özür dilemek erdemdir denir ya, en azından erdemin tamamen yok olup gitmediğini anlatmak adına sizden özür dilerim... Özür dilemesi gerekenler adına da, ülkeyi yönetenlerin, şehirleri yönetenler adına da...
Bilginiz olsun zaten onlar hiçbir zaman sizi düşünmeyi akıl etmediler, umursamadılar sizi, kendi çocuklarının geleceğini düşündüklerinin binde biri kadar sizin geleceğinizi düşünmediler yemin olsun...
Özür dilerim...
Kaybettiğimiz vicdandan dolayı, kirlettiğimiz doğadan dolayı, yaşanmaz hale getirdiğimiz sokaklardan dolayı, en güzel toprakları, bağları, bahçeleri, portakal ağaçlarını beton yığınlarına çevirdiğimiz için çevirdikleri için özür diliyorum...
Yetemedik, yetemedik zulmü, karanlığı durdurmaya, kentleri talan etmelerine, denizleri, dağları, ormanları, ağaçları kesip talan etmelerine yetemedik...
Mesela hiç yetemedik zeytin ağaçlarını kesen, yok eden kimi kişilerin karanlık emellerine...
Çok gürültü yaptılar, çok büyük sözler ettiler. “Biz insan için varız” dediler. “Sizin içini varız” dediler. Hele bazıları “Allah için varız” dediler ama sonunda gördük ki, hemen hemen hepsi kendileri için kendi çıkarları için var oldular...
Kimi zaman öfkelendik kimi zaman üzüldük kimi zaman “Olmaz bu kadar da olmaz. Etmeyin, eylemeyin” dedik demesine de hiçbirine yetemedik... Hiçbiri duymak istemedi sözümüzü...
Çünkü...
Çünkü güç sahipleri, para, servet sahipleri ve daha çok servet sahibi olmak isteyenlerin hepsi onların yanında, onlara alkış tutuyorlardı...
Ne Allah korkuları kalmıştı, ne hak, adalet duyguları...
Onlarla aynı zaman da yaşamaktan utandık kimi zaman, kimi zaman sokaklar dolusu çaresizlik toplandı yüreğimizde...
Yetemedik çocuklar, söz dinletemedik... Adaletsizliğin yokluğunu en derinden yaşadık da, duyuramadık sesimizi...
Kimileri kabul etmese de, size iyi bir dünya bırakamadık, bırakmadılar... İnsan olmanın izzetini, merhametli olmanın, vicdan sahibi olmanın ne anlama geldiğini bilmeyenler hem bizim hem hayatımıza hem sizin geleceğinize el koydular...
Özür dilerim...