Çürümüş bir anlayışa ağıt yakmak gibi bir şey

Evet, kötü bir adamım ben. Kötü, aykırı ve inatçı her şeye itiraz eden... “Sanki iyi şeyler yaptınız da alkış tutmadık mı? Bunlar güzel işler demedik mi?” iyi şeyler yaptınız da...

Öylesine söylenen sözler, kimse üstüne alınmasın. Alınmak isteyen varsa da alınsın ama alındım diyenler birkaç mısra şiir ezberlesin, şiir bilmeyen, şiir okumayan, şiir hazzetmeyen kişileri cahillerden saydım her zaman...

Şiir aydınlık sözlerin en başında gelir, vahiy gibi değil elbette ama şiir insanın içini aydınlık kılar, yüreğini, merhametli gözlerinde sevginin en durusu vardır şiirle dost, yoldaş olan insanların, erkeklerin, kadınların…

Şimdi ben ne diyorum bayım? Diyorum ki insanlara bir şeyler söyleyenler önce şiir okusunlar ne dersiniz gazeteci arkadaşlar?

Evet, hem itirazcı hem aykırı hem yalana, yalancılara direnen ve kimseye alkış tutmayan hak etmediği...

Devem ediyorum ülkede iyi şeyler olmuyor demeye, kentte iyi şeyler olmuyor demeye ve hiç olmayacakmış gibi bir korku içimde...

Böyle düşünüyor, böyle yazıyorum diye en sevdiğim adamlar, arkadaşlar, yoldaşlar bir bir terk ediyorlar...

“Bu kadar doğru sözlü olmaya ne gerek var, biraz da zamana uy” diyorlar... Bak arkadaşlar para ile haber alıp haber satıyorlar, bazıları kentin en zenginlerinin sofrasında ağırlanıyor...

Başka bazıları belediyenin dağıtmaya çalıştığı nimetlerden daha çok pay kapmak adına, başkana yapmadıkları ikiyüzlü tavır kalmıyor...

Kamu malıymış, yetim, yoksul hakkıymış, tüyü bitmeyen bebelerin hakkıymış umurlarında değil, bakma sen cuma günleri cuma mesajı yayınladıklarına umurlarında değil kendilerine sunulan nimetlerin helal, haram oluşu...

Canım acıyor her zamankinden çok, bağıra bağıra yapmayın efendiler, bu ülkenin, bu kentin, bu mazlum, masum insanların hakkını gasp etmeyin, yemeyin, talan etmeyin vallahi haramdır diye bağırasım geliyor...

Onlar bize “Sen bizden değilsin demeden” biz diyelim, biz sizden değiliz diye, hakkın hakkını, sözün hakkını, kalemin izzetini korumaya çalışalım, gücümüzün yettiği kadar...

Sonra...

Sahi bizi ne hale getirdiler ey sevgili diyecek bile kimse yok, neden bunları yazıyorsam...

Aşkın, sevdanın, rengi para renginde artık...

Deli bir adam işte, ben Akdeniz’in deli oğlu diyorum ona, uzun uzun şiirler yazıyorum, içimdeki uzun boşluklar dolsun diye...

Parasız pulsuz olmak kötü, kötü evsiz, yurtsuz, aşksız, sevdasız, şiirsiz olmak... Çok kötü insanın duasız olması. Dua en yakını daha yakın kılan bir eylemdir, kendinizi duasız bırakmayın...

Kötü şeyler oluyor diye düşününce gözüme uyku girmiyor... En ahlaksız kişilerin ahlaktan söz etmeleri canımı sıkıyor. Ne yani söylemeyelim mi?

Allah’ım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme dua edilirdi eskiden, kimin beyinsiz, kimin dinsiz, kimin Allah’a inancı var belli değil... Belli değil ahlak denen erdem hangi durakta terk edildi, ama terk edildi...

Biliyorum benim gibi gözüne uyku girmeyen çocuklar da var, anneler, kadınlar, babalar, kızlar, işçi, arkadaşlar da var...

İnsan olmak işte... Keşke diyorsun keşke ülkeyi yönetenlerin, kentleri yönetenlerin de azıcık uykusu kaçsa, uyuyamayan çocuklar, uyuyamayan anneler akıllarına düşse de diyor insan...

Merhamet Allah’ım...

Merhamet...

Bizleri yetimlerin, ülkemin yoksullarını, kadınlarını, kızlarını daha çok uykusuz, huzursuz bırakma...

Uzat elini...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }