Nerdeyse hepimiz ülke ahalisin kent ahalisi çoğu eyvallah doğru dersin dediler, yalan söylenmiş sözlerin her birine...
Kusura bakmasınlar en çok eli kalem tutanlar dili söz söyleyenler, yani yazarçizer takımı olanlar...
Kendilerini ülke ahalisine şehir ahalisine bilgeyim diye lanse edenler yutturanlar... Oysa gördük şahit olduk ki, arkadaşların çokları güçlülerin makam yetki sahibi olanların peşinde koşturdular en çok...
O parti bu parti demeden...
Fonlanmaktan mutlu oluyordu çoğu...
Ve şimdi benim gibi kimileri yalana talana direnmek yalancılara “ayıp ediyorsunuz” demeye çalışınca kimilerine göre saçmalayıp duruyor oluyoruz...
Uçurumun ucana gelen birine “bak düşüyorsun” demek bizimkisi, kimseden bir beklenti içinde olmadan...
Düşüyorsun ey insan, şehir ahalisi uçurumun en kıyısı bulunduğumuz yer aklını başına al, daha ileri gitme...
Evine dön, ev vatandır, evlerimiz ev olmaktan çıktı, evine dön, aldırma kimi çığırtkanlara Allah’a dön...
En çok din iman konuşulan ülkede Allah’ı unuttun sen ve Allah tan daha çok anıyorsun peşinde koştuğun partinin liderini...
Ya da peşinde koştuğun şeyhi efendiyi, en azımdan parayı daha çok sever oldun Allah tan, yapma...
Saçmalamak muhalif olmak, en azından daha iyidir, yalanı yalancıları alkışlamaktan...
O zaman soruyla başlayalım...
Biliyor musun Gonca?
Bakma sen kimilerinin keyfinin yerinde olduğuna... Ülkemizi idare edenlerin şehirleri idare edenlerin beyaz masallar anlatıp durduklarına...
Gökdelenlerin çokluğuna bakma...
Yeryüzünde kaç ev varsa, yarısına ekmek girmeyen bir dünya, kutsanan...
Ülkeler de öyle, ülkemiz de...
Kaç çocuk varsa yarısının aç olduğu bir dünya ve ülkeler... Şimdi sana desem ki “ülkemizdeki çocukların en azından yarısının açlık sorunu yemek içmek barınma sorunu var” desem ne dersin...
Ama var, ama halkımızın bir kısmının çok varsıl olduğu gibi, çoğu derin yoksulluk çekiyor ve bu yoksulluk görünmesin diye bunca gürültü, bu gökdelenler...
Kaç kadın varsa yarısının acı içinde olduğu bir ülke...
Kaç baba varsa yarısının utanç yaşadığı çocuklarına ekmek götüremediği için...
Ve anlatılan binlerce din binlerce Tanrı din pazarlamacıları tarafından üretilen, hiçbir Allah değil...
Daha neler neler...
Kimisi gülüp geçecek, kimisi yine saçmalamışsın filan diyecek, ama ben bu dünyanın böyle oluşunu hiç sevmedim...
Vallahi başkaca muradımız yok, muradımız insanlığı kardeşliği barışı yeniden inşa edelim demeye çalışmak...
İnsan olmanın yaşamanın tadına varmaktan söz etmeye çalışıyorum, hepsi bu...