Buradan bile anlıyoruz ki insanımızın çoğu, edebiyatın ne olduğunu bilmemekte... Hadi gel yıldızlardan gökyüzünden konuşalım diyecek arkadaşlarımız olsaydı...
Keşke edebiyattan anlayan insanlar olsaydık, keşke edebiyatın yani şiirin yani öykünün yani masalın yani güzel sözün kıymeti bilsek ve güzel sözlü insanlar olsaydık diyeceğim kızmayın... Keşke bilseydik edebiyatın şiirin öykünün masalın insanı daha güzel inşa ettiğini...
Keşke ülke ahalisinden birileri söyleseydi, edebiyatın insanı merhametli yaptığını yüreğinin aydınlık yaptığını, şehre daha aydınlık baktığını edebiyat insanlarının, şiir yazanların söyleyenlerin...
Keşke siyaset insanları azıcık edebiyat bilselerdi, şiir okuyup şiir yazsalardı, kendi masalları olan kişilere sorumluluk alsaydı keşke...
Keşke mesela Kentin Belediye Başkanı şiir yazan şiir okuyan biri olsaydı... Mesela mülki amirlerimiz şiir seven insanlar olsaydılar...
Denizin kıyısına otursalar görenler “ne yapıyorsun diye sorunca” evine ekmek girmeyen babaları, çocuklarının saçını tarayacak gücü kalmayan kadınları düşünüyorum diye cevaplasaydı...
Ne güzel olurdu şair bir Kaymakamız olsaydı,denizde yıkanmış sözler ile konuşsaydı konuşsaydı halk ile konuşurken..
Kentin müftüsü şiir yazan, şiir yazan okuyan birisi olsaydı keşke...
Ne güzel olurdu iş dünyasını temsil edenler, mesela ticaret odası başkanı şiir seven biri olsaydı da, kuşları savurmayın kuşları ürkütmeyin deseydi konuşurken...
Kirpiklerine şiir konan kızlar, mor zeytinin ne olduğunu bilen oğullar olsaydı sokaklar da...
Bazılarına göre benim ki de edebiyat yapma oldu sanki..Edebiyatı hor görmek insanı hor görmektir...
Şiiri ciddiye almamak, aşkı sevdayı hatta Tanrıyı ciddiye almamaktır...
Edebiyat ruhu sulamaktır bayım...
Şiir kurumuş gönülleri yağmurlamaktır...
Edebiyat yapanlardan, edebiyat sevmeyenlerden şiir sevmeyenlerden şairi ciddiye almayanlardan kork sen...