İnsan yaşadığı çağda gözleriyle gördüğü, kulaklarıyla duyduğu her şeyden sorumludur, eğer insansa... Hele ben Müslüman’ım diyorsa, daha çok sorumludur... Bazıları rahatsız olsa da, biz böyle konuları yazmaya, gündeme taşımaya devam edeceğiz...
Devam edeceğiz “Ey insan çağında zulme uğrayan insanlardan, sokağında haksızlığa uğrayan insanlardan sorumlusun; sorumlusun bir çocuk yatağa aç giriyorsa, ya da ayakları üşüyorsa ayakkabısı olmadığı için...
Özellikle yönetici isen, makam, mevki, yetki sahibiysen daha çok, daha çok sorumlusun... Bu sorumluluktan uzak bir hayatı tercih ediyorsan, hiçbir şeyden şikayet etme hakkın yok…
Hakkın yok ülkede güzel şeyler olmuyor demeye...
İnsan insana emanettir diye inanırız biz, insan insandan sorumludur... İnsan bir başkasının acısına, yoksulluğuna, sevincine ortak olursa insandır...
Saçmalama demeyin, yemin ederim doğru söylüyorum, zira bütün kutsal kitaplar böyle yazar ve asla başıboş bir varlık olarak tanımazlar insanı...
Yükü omuzlarından atmak için bahane arama, omuzlarında yük varsa yüreğinde, yük ve sevgi varsa, merhamet varsa, daha aydınlıktır o insanın yüzü...
Aslında bunlar yıllar yılı söylenegelen kadim bir kültür özellikle bizim ülkemizde... Sevmeyi bilmekten, paylaşmayı bilmekten söz edilir ve bunun en güzel ahlak olduğundan söz edilir...
Birbirimiz sevmeyi unuttuk, hatta sevginin ne demek olduğunu... En yakınlarımıza sevgiden söz etmeyen bir topluluk olduk, vallahi günahı bana ait değil bu gidişin...
En başta yöneticilerimiz, idarecilerimiz, siyaset insanları, kentleri yöneten kamu yöneticileri insanı sevmeyi unuttular... Kendilerine ikram edilen makamlara oturunca bir başka kişi oluyor çoğu...
Bir yoksulu bir mazlumu bir ihtiyaç sahibini görmezden geliyorlar, sözlerim onları kızdırsa da, gerçek bu...
Yine mesela şimdi seçim zamanı ya, başkan adayları sokak sokak ev ev insanlara ulaşmaya çalışıyorlar selam veriyorlar nasılsın diyorlar ya...
Ya seçim sonrası, seçim sonrası bu davranışlardan kaçı kalır?
Kimselere herhangi bir laf etmiyoruz, ülkemizin görünen manzarası bu diyoruz, yalnız bu kente mahsus bir durum değil, bütün ülke bu halde...
Her yerde talan, yalan her yerde...
Çok çıkarcı olduk, çok yozlaştık... Ve unuttuk unutulmaması gereken birçok değeri, davranışı...
Mahalle muhtarı seçilmek isteyen arkadaşlar bile, seçim zamanı başka, seçimden sonra bir başka oluyorlar... Kendini Tanrı’nın akrabası gibi kendini kasıyor kimisi, oy için evine gittiği, elini öptüğü yaşlıları veya ihtiyaç sahibi yaşlıları görmezden geliyorlar...
Hadi size sorayım öyle değiller mi?
Mesela sizin mahallenin muhtarını bir ihtiyaç sahibinin evinden çıkarken hiç gördünüz mü?
Tekrar diyorum ki; çıkar üstüne inşa edilmiş bir sistem, bizi yani insanı ciddiye almayan... Bunların görmezden gelme diyorum sadece...