Maalesef gündem; huzursuzluk veren haberlerle dolu. Kara haberlerle geçen günler. Önce bulaşıcı hastalıklarla savaştığımız 4 yılımız, korkulu rüyalarımızla geçti. Depremler, seller oldu, binlerce can kayıpları yaşandı, ama vatandaşlarımızın her kesimi tek yürek, tek yumruk olup zorlukları birlikte göğüsledi. Rahat olamadığımız günler geçirdik, ama bu günleri toplumumuzun her kesimi ile birlikte yardımlaşarak atlattık.
Ama cinayetler, tacizler, huzursuzluk yaratan olaylar derken; bir de kurum çalışanlarının da karıştığı, yolsuzluk olayları gündemden düşmüyor. Buralarda çalışan birkaç kişinin hatası yüzünden yanlış düşünce, topluma egemen olmamalı. Hem kurumlar ve kuruluşlar, hem de işini düzgün yapan meslek mensupları, kıymetli çalışanlar; hatalı birkaç kişi yüzünden zarar görmemeli.
Ama gün geçtikçe artan sorun; vatandaşlarımızın kurum ve kuruluşlara bakışı. Acaba düşünceleri ile tereddütler var. Bu tereddütler nasıl giderilir, kim giderir bilemiyorum. Ama diyebileceğim tek şey var. İnsanlarımız çocuğunu verdiği eğitim yuvasına, tedavi olacağı sağlık kuruluşuna, sokakta yürüyen çocuğunun evine döneceğine, günlük hayatının her anında güvenmek istiyoruz.” Demektedirler.
Toplumun fertlerinin birbirine ve çevreye güveni; huzur ve barışın temel taşıdır. Huzur ve güven için toplum bilgilendirilmeli, kurumlar şeffaf olmalı. Kurumlarda denetlemeler arttırılmalı, hizmet almaya giden vatandaş, niçin gitti ise; ne oldu, ne olacak sorularının cevabını gönül rahatlığı ile alabileceği ortamlar oluşturulmalıdır. İnsanlarımızın birbirine güveni sarsılırsa; tereddüt yaşayan, huzursuz bir topluluk haline geliriz.
Kurumları konuşurken; NEREDEN NEREYE geldik dediğimiz, çağ atladık dediğimiz güzel hizmetler, az kişinin yaptığı, olumsuz birkaç olayla tümden karalanmamalı. Vatandaşlarımızın huzur ve güvenle yaşayacağı ortamlar için, kim veya kimler ne yapacaksa yapmalı.
Güvenelim, birlik olalım, birlikte olalım, huzurlu olalım.
Hasan Başaran 28.11.2024