Onlara söyle İbrahim, ülkeyi yönetenlere kentleri yönetenlere gazetelerde yazarlık yapanlara camilerde din anlatanlara, vaizlere imamlara kentin müftüsüne Kaymakamına Belediye başkanına kime ulaşabilirsen kime erişebilirsen, kim seni dinleme zahmetine katlanırsa hepsine söyle...
Kızmayın gözünüz aydın diyeceğim de...
Artık her geçen gün daha olumsuz şeyler oluyor ülkede, her geçen gün haksızlık adaletsizlik daha çok artıyor ve yoksulluk durmadan artıyor de...
Bunlar olurken beklenen sesi vermediniz hiç biriniz de, kimsenin kapısını çalmadınız kimsenin yanında olmadınız, nasılsın selam bile demediniz çoğunuz de...
Eğer duyarlarsa ve dinlerlerse, duymuyorlar dinlemiyorlar da, bir de sen dene...
Ben çok denedim, gel otur diyen bile olmadı çoğu zaman, yemin ederim... Gel otur bir çayımı iç az dinlen, konuşalım diyen olmadı...
Oysa devletin yüzü aydınlık eli şefkat dolu olmalı diye öğrendim ben kutsal kitaplardan...
Sokaklar de, sokaklar cinayet mahalli oldu, sokaklarda durmadan kadınlar öldürülüyor çocuklar taciz ediliyor, ve kimi evlerde çocuklar aç mutsuz umutsuz de, eğer duyarlarsa...
Çoğu duymuyor ama...
Gerçeğe tahammül etmek herkesin işi değil, gerçekleri duymak görmek istemeyen yöneticilerimiz idarecilerimiz her yerde her kurumda...
Çok üzgünüm, yüreğim daha çok üşüyor böyle şeyler aklıma düşünce...
Hele kimi gerçekleri...
Mesela yeryüzündeki çocukların yarısının aç oluşunu, aç oluşunu ülke çocuklarının yarısının, okullara aç gittiklerini bazı çocukların...
Mesela asla konuşmaya yanaşmazlar bazı babaların aldığı maaşın ev kirasına bile yetmediğini “ne yapsınlar” sorusunu asla duymak istemez özellikle iktidar sahipleri...
Kuşların hüzün içinde şehirleri terk edişini duymak istemezler, neden var bunca orman kıyımı, sahi zeytin ağaçlarını neden yok ediyorsunuz, sorusunu...
Ormanlarımızı yok ettiler, zeytin ağaçlarını kestiler yok ettiler, oysa zeytin büyük bereketti sofralarında yoksul kardeşlerin...
Ve/ve İbrahim bu dağların başında ormanların içine bu villaları kim yaptı nasıl yaptı kim izin verdi görmezden geldi sorusundan çok rahatsız olurlar...
Hani ormanlar hepimizindi hepimizin dağlar, sahi bu ne iştir, nasıl ev konak villa yapar bir siyasetçi bir dağın içine ya da bir beyaz adam...
Bu nasıl bir talan, hiç mi Allah korkusu yok yüreklerinizde diyemezsin, dersen çok kızarlar, yok sayarlar seni...
Ah be İbrahim!
Ne söylesek, sözlerimizin işlerine gelmeyecek o kadar çok insan ile karşılaşıyoruz ki...
O kadar çok siyasetçi siyaset adına iktidar sahibi...
Kamu yönetici...
Ben çok söyledim, hadi git birkaç sözde sen söyle...
Unutma her şey, insanı hakkı sözü aziz bilmek adına...