İnsan hakları mı yurttaş hakları mı?

Geçtiğimiz gün işlediği suç nedeniyle yıllarca ceza almış ancak ülkemize geldiğinde serbest kalan kişinin haberini gördüğümde aklımda binlerce soru belirdi. En temelde insanın yaşama hakkı gibi temel bir haktan bahsedeceksek bu nasıl oluyor da ülkelere göre değişkenlik gösterebiliyordu? Evrensel insan hakları gibi bildirgeler varken nasıl oluyordu da uygulamaya geçerken bu durum göz ardı edilebiliyordu? Yaşamak ve var olma hakkımız doğuştan geliyorsa ve en temel hakkımız ise nasıl oluyordu da suni bir duruma dönüşebiliyordu?
İçinde yaşadığımız ülke her ne kadar mükemmel bir ülke olsa da özellikle kadın cinayetlerinde verilen kararlara her geçen gün şaşırdığımız bir sonuç daha eklenebiliyor. Sonuç olarak başka ülkelerin uygulamaları ile kıyaslıyoruz. Başka bir ülkede insan olarak yaşamak mümkünken ve bunun sorgulaması yapılabiliyorken neden bizim için aynı şey söz konusu olmuyor diye düşünüyoruz. Yani başka bir ülkede yaşayan herhangi bir insanın hayatı bizim hayatımızdan çok mu daha önemli? Temelde bu sorunun cevabı hayır olsa da ister istemez bu düşünceye kapılabiliyoruz. Çünkü bu düşüncemizi destekleyecek o kadar çok haber ve örnek ile karşılaşıyoruz ki bir yerde duyarsızlaşmaya başlıyoruz.
Hak dediğimiz şey devletin insanları koruduğu ve sınırlandırdığı bir sistemdir. Hak hem bizlere sunulan hem de talep edebildiğimiz bir durumdur. Tıpkı özgürlük gibi bağımsızlık gibi yaşam hakkımız da bunun içine giriyor. Her ülke kendi vatandaşını korumak için yurttaş haklarını ortaya koyar. Ülkenin vatandaşı olan her yurttaş bu haklardan yarar sağlayabilir. Ancak o ülkenin vatandaşı değilsek o ülkeye özgü haklardan yararlanamıyoruz. Tıpkı mültecilerin günümüzde yaşadığı problemler gibi. Kendi ülkelerinden kaçmış milyonlarca insan herhangi bir ülkeye ait olmadıkları için temel hakları noktasında savunmasız kalabiliyor. Vatandaşı olmadıkları ülkede sadece hayatta kalabilmek adına yaşamlarını sürdürüyorlar.
Her ülke kendi yurttaşına sağladığı bu hakları kendi yasaları çerçevesinde şekillendirir. Hal öyleyken her ülkede vatandaşa sağlanan olanaklar da çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik bazen iyi bir durum olabilirken tıpkı ilk başta bahsettiğim haberde olduğu gibi bazen de olumsuz bir tablo ortaya çıkartabilir. Yani başka bir ülkede yargılanan ve cezaya çarptırılan bir insan bizim ülkemizde serbest kalabilir. Bu yaşadığımız veya şahit olduğumuz suçlunun ilk serbest kaldığı olay değil. Ancak bu durum ilk kez bize farklı uygulamaların yaşattığı o olumsuz duyguyu daha net bir şekilde yaşattı. Bütün dünya insanı olarak eşit olmamız gerekirken, bunu hissetmediğimizin yüzümüze tokat gibi vuruluşuydu aslında.
Anayasamızda belirtildiği üzere eğer yurttaş hakları ile evrensel insan hakları çelişirse uygulamada evrensel insan hakları geçerli olması gerekiyor. Her nedense bunun uygulandığı çok fazla örnek göremiyoruz. Belki de bu yüzden insanlarımız başka ülkelere gitmek istiyordur. Sadece haklarının savunulduğu ve korunduğu insan gibi bir hayat sürebilmek için gidiyorlardır. Öldürülmedikleri, mesleğinden dolayı şiddete maruz kalmadıkları, özgür olabildikleri ve yaşam hakları gibi en temel haklarının gerçekten korunduğu bir yaşam sürdürmek istiyorlardır. Ne dersiniz?

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }