Zalimlerin ve de kötülerin cirit attığı bir çağdayız veya öyle bir zaman... Zalimlerin mazlumlara tuzak kurdukları mazlumlara masumlara yaşama hakkı verilmediği bir çağ...
Senin ben iyiyim iyilerdenim demen yetmez, kötülere kötülüklere de baş kaldıracaksın, artık insan olmayı savunmak bunu gerektiriyor, Müslüman olmayı da...
Zira zalimlik her yerde, kötülük her yerde... Öyle ki kentlerin üzgün yüzüne bakarsan anlarsın, zalimler kötüler talancılar, Allahsızlar kentleri istila etmiş durumda her ne kadar biz görmezden geliyor olsak bile...
Kötüler kardeş/kötüler zalimler utanmaz olmayı alçak olmayı göze almış bir halde dolaşıyorlar kentlerin sokaklarında yani aramızda...
Aslında bunu sende biliyorsun, sende farkındasın kötülerin yalancıların zalimlerin ve talancıların utanmazlığı çoktan kaldırdıklarını...
Kimisi güç sahibi kimisi servet para sahibi...
Kendilerini Tanrının mirasçısı sanan karanlık kişiler...
Sende biliyorsun, haram helal diye bir dertlerinin olmadığını, dağları taşları denizleri talan ettiklerini bunu yaparken de çirkin çirkin gülücük yağdırdıklarını ahaliye...
Yeryüzü ifsatçıları...
Ne mi demeye çalışıyorum?
Senin iyi olman, iyi işler yapman iyi tavırlar sergilemen yetmiyor artık... Kötülüklere kötülere baş kaldıracak karşı duracaksın, direneceksin, yalancı olana yalancısısın diyecek, zalim olana zalim diyeceksin...
Bilsinler ki, haksızlığa zulme adaletsiz işlere razı olmayan kişiler var...
Hani Firavuna “Firavun olmayı nasıl başardın” diye sorulduğu zaman, cevaben Firavun; kimse karşı çıkmadı ki, demiş ya...
Kendimizi iyilerden sanıyorsak ve inanıyorsak buna, iyilik yapmakla kalmayacağız, kötülere kötüsün “bu kötülükten vazgeç” diyeceğiz, zalimlere bu zalimlikten vazgeç diyeceğiz, hem de gözlerinin içine bakarak...
Hani İslam der ya, kim bilir kaç kez duydun bunu...
İçinizden biri bir kötülük görürse ”onu eliyle defetsin buna gücü yetmezse diliyle defetsin, buna da gücü yetmezse, kalbiyle buğuz etsin” der ya...
Ve buğuz etmenin imanın en zayıf tarafı denir ya... Elbette vurmak kırmak dökmek yakmak yıkmak yok bunları yaparken...
İnsan dili kullanarak, dinin dilini kullanarak Muhammedi bir tavırla Muhammedi bir dil kullanarak...
İnsan sadece imarı için vardır yeryüzünün, kentlerin imarı için vardır, ağaçları sulanması için, yoksulların elinden tutmak için vardır, eğer anlarsa ve dinlerse Allah’ı...
Haksızlığa zulme karşı çıkmak için vardır...
Ve sözün doğrusunu söylemek için vardır insan...
Anlatamadıklarımı sen anla...