Geçtiğimiz günlerde 140 Journos adlı Youtube sayfası ‘’Kedicik’’ isminde video yayınladı. Daha öncesinde gündemde olan veya insanların çok da farketmediği/unuttuğu olaylara ilişkin film tadında videolar yayınlıyordu. Gerek siyaset gerekse yakın geçmişe ilişkin videoların ortak noktası çarpıcı içeriklere ve bilgiye sahip olmasıydı. Her hazırlanan videoda büyük bir araştırma ve prodüksiyon emeği olduğu aşikar. Ancak en önemlisi hassas konuları naif bir şekilde değil de açıkça ifade edebiliyor oluşu belki de en önemli detay olabilir.
Bazen televizyonda bazen sosyal medya hesaplarımızda karşımıza çıkan ve genellikle eğlence unsuru haline gelmiş Adnan Oktar’ın ‘’Kedicikleri’’ne farklı bir açıdan görme şansımız oldu. Belki hiç bilmediğimiz ya da tahmin edemeyeceğimiz bir arka planı olduğunu öğrendik. Kadın, erkek ve çocuk istismarının din çerçevesinde kalıba uydurulup 40 yıl süren bir döngü içerisinde nasıl yer aldığını gördük. Belki hepimiz görmedik ama videoda görmemiz gereken çok fazla detay olduğu kesin.
11 yaşlarından 40lı yaşlarına kadar çeşitli yaşlarda olan kadınların nasıl profesyonelce kandırıldığı ve sürecin nasıl işlediği hem röportajlar hem de ara bilgiler ile aktarılıyor. Meşrulaştırılmış bir zeminde gençlerin ve çocukların nasıl istismar edildiğini öğreniyoruz. Rızanın nasıl sağlandığını ve sağlanan rızanın ise güç aracı olarak kullanılma biçimini çarpıcı bir şekilde gösteriyor.
İzlerken nasıl inanmışlar, nasıl kanmışlar veya nasıl televizyonda öyle cümleler kurabiliyorlar diye kendi kendimize sorduğumuz soruların cevaplarını bir nebze almış oluyoruz. Yetiyor mu, benim açımdan hayır diyebilirim. Çünkü sonrasında arkası gelmeyecek başka sorular oluşuyor kafamda. Nasıl dayandılar onca yıl, nasıl tepki gösterme ve karşısında olma cesaretini gösterdiler, benlikleri tamamen silinmeye çalışıldığında ne hissettiler ve en önemlisi şimdi nasıl hayata uyum sağlamaya çalışıyorlar. Belki de en önemlisi sağlayabiliyorlar mı?
Kendini mesih ilan eden ve dini kullanan bir adamdan bahsediyoruz. Kendi fiziksel özellikleri için sözler uyduran, kendi adına kitaplar yazdıran ve bilimin en önemlisi de ilmin tam karşısında olan bir adam. Karşısına çıkan herkesi cezalandıran, sosyal ortamından dışlanmasına neden olacak sorunlar çıkaran, mesleklerini yapmasına engel olan bir güçten bahsediyorum. Bireysel olarak insanların direnemediği, sadece içeriden kopmalarla birlikte bir karşıt olma hali ile uzunca süre sürdürülen bir araştırma sürecinden bahsediyorum. 40 yıl devam eden ve insanların hem varlığını hem de ruhunu sömüren bir sistemden bahsediyorum.
Bu video ve olanlar bize sadece bir durumu gösteriyor. Bilebileceğimiz bir olayın belirli bir kısmını öğrenmiş oluyoruz. Peki ya diğerleri? Diğer tarikatlar? Dini kullanarak istismara devam edenler? İnsanları öldürenler? İnsanları kukla ve köle gibi kullananlar? Onlar ne olacak, onlara ne olur? Son bulur mu dersiniz?