En çok da bizimkiler “yani kimi gazeteciler yazarlar” bilirler, çünkü onların beyaz adamlarla ayrı bir muhabbetleri vardır...
Mesela onları sevdiklerinin binde birini sevmezler yoksulları yetimleri ve gerçekten doğru sözlüleri...
Hepimiz derken anlayın işte... Elbette onlara benzeyenler onlara öykünenler söze dâhil değil...
Bu biraz da insanın büyük yalnızlığı diye yorumluyorum ben kendimce...
İnsan yalnız sahipsiz insan acısını kalbine sığdıramaz halde çağımızda, çaresiz çok insan efendiler görmese de... Görmese de kentin yöneticileri oysa görmeleri gerekti, fakat görmüyorlar...
Beni bırakıp nereye gidiyorsun diyecek kimsesi olmayan çocuklar ile kadınlar anneler ile dolu sokaklar...
Öyle değil mi bayım?
Yanlış sözle mi ediyorum bayım sizce... Mesela kaç yönetici bir akşam bir yoksul evinin kapısını çaldı bilen duyan var mı?
Sen ey yazar arkadaş sen ne zaman bir yoksul sofrasına oturdun bir yetimin gözündeki acıyı seyrettin desem haksızlık mı yapmış olurum?
Ve sizler...
Hakkı adaleti özleyenler onun için ses yükseltenle, kısacası insanı dert edenler, herkesin yiyecek ekmeği sığınacak bir odası olmalı diye derdi olanlar...
Sizler asla kendinizi yalnız hissetmeyin, Allah sizinle denir böyle yolculara bizim inancımızda...
Allah sizinle böyle zor zamanlarda iyiliği seçtiğiniz için iyi olmayı tercih ettiğiniz için...
Varsın birileri Allah yok gibi yaşasın Allah yok gibi yesin içsin talan edip dursun, Allah var...
Allah hesap gününün yegâne sahibi...
Biliyorum biz bunları yazıp söyledikçe birileri “bağışlayın demek zorundayım” birileri götü ile gülüyor bu deli ne diyor diye de, anlayacaklar bir gün öyle gülmenin bir bedeli varmış...
Haram yemenin bir bedeli var, yalan söylemenin yalan yazmanın bir bedeli var elbette... Bir bedeli var sokakları işgal etmenin dağları talan etmenin kuşları kovmanın...
Anlatabildim mi baylar...
Dini baylar dini talan etmenin bir bedeli var, anlatabildim mi dini talan eden efendiler...
Sorayım mı?
Gereksiz sözler mi ettim yine?