Kurumlarımız sıra bekleyenlerle dolu. İşlem başka kurumlarla bağlantılı bir işlem ise; zaman kaybının dışında ekonomik zarar bile görebilmekte, hizmetin konusu sağlıksa;
tedavisi gecikmektedir. Böyle zamanlarda müdür, yönetici ve idareci konumunda bulunanlara çok iş düşmektedir.
İş birliği içinde sorunların tespiti, çözümün neler olabileceği ile sorunların çözümü için uygulama ve takip..
vatandaş memnuniyetinin arttırılması için İNİSİYATİF alıp, İRADE ortaya koymalıdırlar.
Önemli olan; bu gibi durumlarda; tedbirler ve çözümler üretmektir.
Bu tedbirler her kurum için farklı şekillerde olabilir.
Araç-gereç temini, sürekli veya geçici personel takviyesi, fazla mesai (çalışma) süresinin uzatılması,
İşlemlerin yoğunluğunun farklılaşmasına göre randevulu masa sayılarının arttırılıp, azaltılması ve daha başka çözümler de üretilebilir.
Yönetici, idareci veya yetkili sıfatı; ne olursa olsun önce kendini yetiştirmeli, sonra da
kurumunda birlikte çalıştığı takım arkadaşlarının bilgi ve becerilerini arttırmalıdırlar.
Kamu görevlilerimiz; vefalıdır, azimlidir, sabırlıdır, çalışkandır.
Biz bunları depremde, selde, doğal afetlerde yaşayıp gördük. Birçok ilimizde, diğer illerden gelen gönüllü personellerin, eşini çocuğunu
evde bırakmış konteynerde, çadırda karda- kışta
gönüllü hizmet ettiklerini gördük. Kendilerine selam olsun.
Yeter ki, yetkililerimiz verimli çalışma planları yapıp uygulayabilsinler.
Sabah saat 10 da gelip, 16 da giden değil;
günün her saatinde çalışanının yanında olduğunu hissettirenler, başarılıyı, başarısızı denetleyip değerlendiren, başarıyı ödüllendirenler yöneticiler, çalışanlarıyla
daha başarılı hizmet üretebilirler, vatandaş memnuniyeti de artmış olur.
Müdür, idareci, amir sıfatı ne olursa olsun, yetkililer İnisiyatif alıp, irade koyup, gelişime ve değişimlere ayak uydurarak mevcut şartları daha iyi yönetebilmelidir.
Bu ülkenin mazeret üreten yetkililere değil, mevcut olanaklarla;
iş ve çalışma kapasitelerini arttırarak, çözüm üretenlere ihtiyacı var.