Tatilde belli rutinlerimiz değişip kurallara bağlı olmadan gönlümüzce hareket edebildiğimiz için, tatil dönüşleri pekçok kişiyi zorlayan bir süreç olabiliyor. Çocuklar da aynı yetişkinler gibi okula dönüşte değişen rutinlerin sona ermesi nedeniyle duygusal olarak etkilenebiliyorlar. Ancak uyum sürecini zorlanmadan yürütmek mümkün.
Çocuğunuz ister anaokuluna yeni başlasın, ister geri dönen bir öğrenci olarak yeni bir sınıfa başlasın, korkularını, kaygılarını ve endişelerini kontrol etmek de dahil olmak üzere, önümüzdeki yıla hem fiziksel hem duygusal olarak hazırlanmak için yapılacak pek çok şey var. Tüm bunlar uyum sürecinin uzunluğunu ve yoğunluk seviyesini etkiler. Bu öneriler hem sizin hem de çocuğunuzun geçiş dönemini daha sorunsuz atlatmasına yardımcı olacaktır.
Okul hakkındaki duygu ve düşüncelerini sorun
Çocukların okul hakkında akıllarında yer alabilecek soruları düşünün. Neler aynı, neler farklı olacak? ‘Hangi okula gidecek? Orada neler yapacak? Arkadaşları olacak mı? Öğretmeni kim olacak ya da aynı mı kalacak?’ vb.. Bunlar hakkında onlarla iletişim kurmanız yaşadıkları stresi ciddi ölçüde azaltabilir.
Okul ile ilgili belirsizliklerle baş edebilmeleri için detaylı bilgi verilmelidir. Bilinmezlik veya belirsizlik herkeste olduğu gibi çocuklarda da önemli ölçüde kaygı yaratır. Siz konuştukça sorularına cevap bulup duygularını ifade ettikçe kaygıları azalacaktır. Daha da önemlisi, çocuğunuza sizinle konuşabileceği şeyler hakkında bir sınır olmadığını bildirin. Okul dönemi boyunca sohbet etmek için mutlaka zaman ayırın.
Birlikte alışveriş listesi hazırlayın
Teknoloji kullanım süresini güncelleyin
Sürekli bilgisayar, tablet başında olan bir çocuğun zihninin tamamının sanal dünya ile meşgul olması, tatil bittikten sonra ise gerçek dünya ile yüzleşmesi adaptasyon sürecini etkilemektedir. Bilgisayar ya da tablet başında çok durmak, gözlerde bozulma, beden duruşunda bozukluk, elde uyuşukluk, halsizlik, ders başarısında düşüş, kişisel, aile ve okul sorunları, zamanı idare etmede başarısızlık, uyku bozuklukları, yemek yememe, aktivitelerde azalma, sanal arkadaşlar dışında izolasyon gibi pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Okullar açılmadan kullanım süreleri minimuma indirerek kontrollü bir rutin oluştururken, özellikle yatmadan önce kitap okuma/dinleme alışkanlığını günlük rutininin bir parçası haline getirmeye çalışın.
Bir rutin oluşturun
Çocuğunuzu gelişimsel olarak destekleyin
Bir çocuğun okuldaki ilk yılının temel amaçlarından biri, hem kişisel hem de akademik olarak bağımsızlıklarını geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Çocukların yetişkinlere olan bağımlılıklarından pozitif ve kendine güvenen bireyler olma aşamasına geçebilmeleri önemlidir. Okuldaki öğretmenler ve personel, çocuğunuzun öğrenimine erişimde bağımsız olmasını destekleyecektir, ancak çocuğunuz okula başlamadan önce bağımsızlığını desteklemek için buna önce evde siz başlamalısınız. Okula başladıklarında, tuvaleti bağımsız olarak kullanabilmeli, gerekli giysilerini çıkarabilmeli, kişisel hijyenlerini sağlayabilmeli, kendi başlarına yemek yiyebilmelidir.
Kendinizi hazırlayın
Özellikle ilk çocuğunuz okula başlıyorsa onu okula gönderdiğinizde, bir dizi duyguya boğulmuş olabilirsiniz - gurur, üzüntü, özlem, endişe, mutluluk ve hatta suçluluk. Aklınıza bir sürü soru gelebilir ‘okula uyum sağlayabilecek mi?, Kendini koruyabilecek mi?, Arkadaş edinebilecek mi? Yemeğini yer mi?, Tuvaletini yapabilir mi? Ve daha pek çok soru… Korku ve kaygılarınız oldukça olağan bir durumdur. Ancak kaygılarınızı çocuklarınıza hissettirirseniz, uyum ve adaptasyon süreci her iki taraf için de zorlayıcı olabilir. Zaman içerisinde çocuklarınızı gözlemledikçe rahatlayacağınızdan dolayı stresinizi kontrol altına almaya çalışın.