Papa’ya testis kontrolü

Roma denince akla Vatikan gelir. Vatikan denince akla Papa gelir. Katolik Kilisesi’nin dünya çapındaki lideri Papa'nın seçimi öyle kolay olmuyor. Kardinallar tarafından seçilen Papa halka ilan edilmeden önce delikli bir sandalyeye oturtuluyor. En yaşlı kardinal tarafından testisleri kontrol ediliyor. Muayene sonucu Papa'nın testislere sahip olduğundan emin olan kardinal haykırarak, "Sarkan iki mükemmel testisi var" diyerek yeni seçilen Papa'yı dünyaya ilan ediyor. 16 Yüzyıl’dan önce seçilecek Papa altı delikli bir tahtırevana oturtularak Roma sokaklarında dolaştırılır tahtırevanın deliğinden elini sokan kardinal Papa'nın sarkan iki mükemmel testisi olduğunu söyleyerek erkekliğini halka ilan ederdi.16 Yüzyıl’dan sonra bu uygulamadan vazgeçilmiş. Yeni seçilen Papa'nın testis kontrolünü kardinaller Vatikan'ın kalın duvarları arasında yapmaya başlamışlar.

Papa'nın seçilme ritüelleri arasında 9. Yüzyıl’dan bu yana uygulanan testis kontrolünün nedenine gelince… Biliyorsunuz kadınlar Papa olamıyor. 853 yılında Joan adında bir kadın kimliğini gizleyerek 8. Joan olarak Papa seçiliyor. Papalık görevini yaparken çok da başarılı. Dişilik güdülerine gem vuramayan 8. Joan, Bizans imparatorunun oğlu ile gizliden aşk yaşamaya başlıyor. Nihayet aşk meyvesini veriyor 8. Joan, Vatikan meydanında bir gösteri sırasında doğum sancıları içerisinde bir erkek çocuk dünyaya getiriyor. Herkes hayretler içerisinde. Cezası tabiki ölüm oluyor. İki atın çektiği bir arabanın arkasına bağlanıp sürüklenerek öldürülüyor. Bu ara yeni doğan bebek de öldürülüp oracıkta gömülüp üzerlerine mermer bir mezar yapılıyor. Çocuğuyla anneyi anlatan bir de heykel dikiliyor. Daha sonra Papa 5. Piis’un emriyle mezar ve heykel yok ediliyor.

'Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer' derler. İşte o günden beri kardinaller işi sıkı tutmaya başlamışlar. İlla ki Papa seçilecek kişinin taşakları okşanacak. “Bakalım bu işi yapabilecek sende o taşak var mı?” diye elle de olsa şöyle bir bakılacak. Bir İtalyan fıkrası ile yazımızı noktalayalım.

Fakir adamın biri her gün kiliseye gider. Aziz Petrus'un (İsa'nın havarilerinden) heykeline dönerek dua eder, haç çıkarır, yalvarırmış: "Aziz Peder Petrus, lütfen piyango biletinden

büyük ikramiyeyi bana çıkart."

Sonunda adamın yalvarmalarına dayanamayan Aziz Petrus'un heykeli dile gelmiş.

"Evladım lütfen bir piyango bileti al."

Geçen hafta bir arkadaş gurubu ile İtalya gezisine katıldım. Bir hayli biriktirdiğim İtalya izlenimlerim oldu. Bu köşede sizinle paylaşmak isterim. Örneğin Pompei şehrini gezerken çok etkilendim.15 dakikada bir şehrin yok olması… İtalyan rehberin anlattığı hikayeler ürkütücü. Her şeye rağmen 'Yaşamak güzel şey be kardeşim.'

İnadına gülmeyi yüzünüzden eksik etmeyin.

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }