Bu yıl mayıs ayında gerçekleşen ve ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı günlerden geçiyoruz. Bir ay içerisinde iki kere oy kullanmak her zaman deneyimlenen bir durum değildir. Mevcut durumda ilk kez oy kullanacak gençler için farklı bir deneyim olduğunu söylemek mümkün.
Peki, bu seçim gerçekten bir seçim mi buna bakmak gerekiyor. İsim olarak seçim olsa da adayları göz önüne alınca durumun daha farklı bir boyutu olduğunu unutmayalım. Bir tarafta 21 yıldır iktidarın başında olan ve son yıllarını cumhurbaşkanlığı görevini yaparak karşımıza çıkan bir aday var. Diğer tarafta yıllardır adaylığını koysa da seçilememiş ama umut vaat eden bir aday var. Temelde bu iki adayın yarışını izliyoruz. Bu bize ne söyler? Yani önümüzde iki aday var ve bir seçim mi yapmamız gerekiyor? Dediğim gibi eğer adaylardan birisinin yıllardır zaten cumhurbaşkanı olması nedeniyle bu bir seçim değil, daha çok ‘’tamam mı, devam mı’’ referandumu gibi duruyor.
Yaşadığımız ve her gün deneyimlediğimiz olayların gerçekliği ile ilk tur seçim sonuçları arasında çok büyük bir farklılık olduğunu gördük. Burada yani ikinci turda neye tamam, neye devam diyeceğimiz ise kilit nokta.
Siz neye tamam neye devam diyeceksiniz diye sorarak başlamak istiyorum. Kadınların sadece kadın olarak öldürülmesine ve suçluların cezasız kalmasının meşrulaştırılmasına tamam mı devam mı diyeceksiniz? Yok edilen doğaya, yangınlarla kaybolan ve ranta açılan ormanlara, buna izin verenlere, şiddete maruz kalan canlılara, bunlara göz yumanlara, kirletilen denizlere ve yok olduğu iddia edilen iklim krizine tamam mı devam mı diyeceksiniz? Hak ve adalet arayışında yıllardır sonuç bekleyen insanların mücadelesinin engellenmesine tamam mı devam mı diyeceksiniz? Her markete girdiğinizde alamadığımız tüm ürünlere sadece seyirci olarak kalmaya tamam mı devam mı diyeceksiniz? Ötekilerin yok sayılmasına, insanlar arasında yaratılan uçurumlara, susturulmaya, sessizliğe mahkûm edilmeye ne diyeceksiniz?
Sadece günlerimizi geçirmek yerine gerçekten yaşadığımız günleri unuttuk. Neşemizi unuttuk. Belki de en önemlisi siyaset veya seçim dışında bir şey konuşmayı unuttuk. Arkadaşlarımızla veya tek başımıza gönlümüzün istediği gibi gezmeyi, eğlenmeyi unuttuk. Evden dışarı çıkmayı, çıktığımızda yaptığımız şeyleri unuttuk. Bir araya gelmeyi unuttuk. Festival, konser veya gece 12’den sonra dışarıda müzik dinlemeyi unuttuk. Başıma bir şey gelir mi diye düşünmeden sosyal medya hesaplarımızda bir şeyler paylaşmayı unuttuk. Tesadüfen hayatta kalmak yerine gerçekten yaşıyor olmayı unuttuk. ‘’saat geç oldu, eve gidince haber ver.’’ diye cümleler kurmadan arkadaşlarımızla vedalaşmayı unuttuk. Oturduğum ev başıma yıkılır mı diye endişe etmeden uyumayı unuttuk. Hayatta kalmaktan utanç duyduğumuz ve sahip olduğumuz temel ihtiyaçların lüks geldiği anları unuttuk.
Sizi bilmem ama ben bu pazar tek başıma oy kullanmayacağım. Tüm unutulan, unutturulan veya görmezden gelinen her şey, herkes ve tüm canlılar için oy kullanacağım. Peki, siz ne dersiniz, siz ne için oy kullanacaksınız?