çekmek gerçek sevgilerin, yalansız riyasız dostlukların ve aşkın... Belki
bundandır sen hayırlı sabahlar diyorsun, hayırlı sabahlar yazıyorsun ben
“seni seviyorum” diye anlıyorum...
Sen hayırlı sabahlar diyorsun ben Filistin de savaş bitti bundan sonra
çocuklar çocuklar ölmeyecek anlıyorum...
Ve ülkemde bazı çocuklar yatağa yarı aç girmeyecek anlıyorum...
Sen hayırlı sabahlar diyorsun, ben ülkede kadınlar anneler kızlar en
yakınları tarafından öldürülmeyecek ölmeyecekle diye anlıyorum.
Sen hayırlı sabahlar diyorsun, ben ülkede herkese adalet var herkese ekmek
var, herkese saygı var, herkes için kardeşlik anlıyorum...
Kimsenin hakkı yenmeyecek anlıyorum sen hayırlı sabahlar deyince veya
yazınca hayırlı sabahlar diye...
Adalet herkes için olacak, kimsenin hakkı yenmeyecek hele mazlumların
yoksulların fakirlerin kimsesizlerin hiç hakkı yenmeyecek diye anlıyorum
sen hayırlı sabahlar deyince...
Toplum olarak kaybettiğimiz merhametin yeniden geri döndüğünü
sanıyorum...
Hakikat şuurunun Allah korkusunun haram endişesinin helal kazanma
sevincinin geri geldiğini tasavvur ediyorum, seviniyorum mutlu oluyorum
yüzümü dağlara dönüp bir daha seviniyorum...
Bir daha “Allah’ım şükür sana” diyorum, yönümü dağlara dönüp...
Sen hayırlı sabahlar deyince bütün kadınların sevindiğini mutlu olduğunu,
çayını içecek bir sevdiği olduğunu düşünüyorum...
Bizim mahallenin Müslüman görümlü oğlanları kabul etmese de,
kadınlarımızın çoğu mutsuz ülkede, çoğu ölüm korkusuyla yaşıyor, bir
çocuğu çocuklarının karnını doyurma endişesi taşıyor...
Sen hayırlı sabahlar deyince ağaçlarda kuş sesleri duyar gibi, kapı önlerinde
çocuk sesleri duyar gibi oluyorum...
Ülkeyi yönetenler kentleri yöneten önce ağaçları yok ettiler, kuşları ağaçsız
dalsız bıraktılar, ama hiç üzülmediler bunun böyle olmasına...
Neyse sözü daha uzun etmeden, sana da hayırlı sabahlar, çok günaydın
olsun... Hayırlı sabahlar olsun bütün kent ahalisine, ama en çok kalbi
aydınlık olanlara hayırlı sabahlar olsun...
Hayırlı sabahlar olsun iyilik dışında başka bir düşüncesi olmayanlara ve
iyilik taşıyan kim varsa bir başka insana...
Elimde olsaydı bütün yoksullukları satın alırdım, satın alırdım kadınların
annelerin acısın...
Elimde olsaydı gücü yetmediği için evine ekmek götürmek de zorlanan,
çocuklarının yüzüne bakmaktan utanan babaların utancını çaresizliğini
satın alırdım...
Hoşça kal...