Ama bazıları gibi söylediklerim mutlak doğru da demiyorum, oturup konuşabiliriz istersen...
Aslında sizleri duyan ciddiye alan yok, hele varlık servet sahibi değilseniz bugünün insanı; hatta ülkeyi yönetenler kentleri yönetenler sizi ciddiye almıyorlar almayacaklar da, kendinizi yormayın yıpratmayın kalbinizi...
Onların çoğu “aslında hepsi” kendi bildiklerini yapanlar ve yaptıklarını hep doğru sananlar, halkın malına el koyarken dağları ormanları denizleri talan ederken bile, hep kendilerini haklı sananınlar...
Kendilerini kutsayan kutsayan yöneticilerimiz var, hem de her yerde...
Bizim derdimiz fesadın kökünü kurutmak falan filan değil, yoksulluğu sefaleti bitiririz falan da demiyorum, ama yoksulluğun sefaletin haksızlığı yapanların halkı aşağılayanların safında yanında yer almayalım diye çağrım...
Kimseyi bir partiye bir guruba cemaate çağırmıyorum, ama insan olmaya insan kalmaya iyiliği yaymaya merhameti vicdanı yüce kılalım diyorum duyan olursa... Ve demeye devam ediyorum Allah’a yakın olmaya dua etmeye en azından sadaka vermeye devam demek istiyorum...
Dua zamanı ve sadaka verme zamanı Allah’a en yakın olunan zamanlardır, ama kimse görsün duysun istemeden...
Sadece dönmekte olan pisliğin fırıldaklığın bir bir parçası olmaktan geri durmak olmalı derdimiz, zulme göz yumanlardan haksızlığı görmezden gelenlerin safında yanında olmamak bile, bir izzet insan için...
Birilerini irşat etmek inançlarını yargılamak değil muradımız, muradımız kendi yolumuzu aklımızı düşüncelerimizi temiz aydınlık tutmak olmalı...
Ülkenin kentlerin sokakların iyi insanlara insanlıktan merhametten söz eden insanlara ihtiyacı var en çok...
Çocukların annelerin kadınların kızlarında öyle...
Kuşların kedilerin köpeklerin ağaçların da...
Her canlı bir ümmettir der İslam, her canlı bir ayet bir âlem... İnsana ne oluyor ki kendinden başka kimselere yaşama hakkı tanımaz...
Yalnızca sadece zamanımızda kötü şeyler olduğunu ve bu kötülüklerin bir parçası olmamanın mümkün olduğunu söylüyorum veya söylemeye çalışıyorum...
Allahsız güç odakları büyük bir karanlık gibi dünyanın ülkenin insanlığın ve dinin üstünde...
Mesela ben hiçbir siyasi oluşumun hatta dini oluşumun masum olduğuna inanmıyorum, bir yandan ceplerini tıka basa dolduranların “vatan için bayrak için din için varız” demelerine asla inanmıyorum...
Mesela şimdi ben "Arkadaşlar, ey insanlar ey kent ahalisi gelin birlikte güç oluşturalım ve bu gücü zafere götürelim!" dersem, anlayın ki buda bir tezgâhtır...
Daha nasıl anlatayım? Kendimiz kendin tek başına da olsa revan ol yola, yeter ki içinde samimiyet ihlâs aydınlık dürüstlük olsun...
Yeter ki direnç olsun insanlık adına çocuklar adına toprak adına...
Ellerin hep fesleğen koksun, yürüyebildiğin kadar yürü...
Kendini yenile iyilik adına merhamet adına...
Selam ile...