Geçen süre içinde; Türk vatandaşları ile evlenenler oldu. Çocukları okullarımızda eğitim görmeye başladılar. Bazıları kendilerine iş kurup, istihdam oluşturdular. Sanayide, fabrikada, inşaat sektöründe, tarımda. Hemen hemen her sektörde çalışmaya başladılar. En yoğun çalıştıkları yerler ise; inşaat ve tarım oldu. Bu alanlarda büyük bir potansiyel oluşturdular. Yoğun oldukları bazı yerleşim yerlerimizde o yörenin parçası haline geldiler.
Beşar Esad rejimi sona erip, kendi vatanlarına, yer ve yurtlarına dönme konusu gündeme gelince; bütün gözler ülkemizde bulunan Suriyelilere çevrildi.
Herkesin merak ettiği konu; dönecekler mi? Tabi ki; herkes gibi onlar da, vatanlarında olmak isteyeceklerdir. Dönüş yollarında coşkulu kalabalıkları görüyoruz. Döndüklerinde, sosyal yaşamlarını sorunsuz sürdürebilecek olanlar mutlaka döneceklerdir.
Ama gerçekçi olmak gerekirse; henüz güvenli bir ortam oluşmamış. Bazılarının yer yurtları, talan edilmiş, barınacak yerleri, ekip-dikecek arazileri yoksa ve geçinmek için şartları uygun değilse; Türkiye’de sorunsuz yaşıyorlarsa, uygun ortam oluşana kadar gitmeyenler olacaktır.
Uygun ortamın oluşması için, süre konuşmak henüz çok erken. Çünkü çatışan grupların hareketlilikleri henüz sona ermemiş, İsrail tarafında belirsizlikler devam etmekte, arabulucu rolü üstlenecek gruplar ve ülkelerin net tavırlarını henüz görmedik, görmediler. Bu konuda; Devlet Büyüklerimiz, Suriye halkı ve kendi Ülke menfaatlerimiz için; en uygun karar ve duruşu göstereceklerdir.
Bu durumda; kimler gider, kimler kalır tahmin yürütmek biraz zor gözüküyor. Ama bir ay önce bazılarından, “yabancılar sınır dışı edilsin”(!) çığlıkları duyulurken; 2-3 gündür, “Suriyeliler giderse; tarım ve inşaat sektörü felç olur” fısıltıları duyuluyor. Çevremizde “sınır dışı edilsin çığlıklarının” çoğunun gerçekçi olup, olmadığı da tartışılır halde.
Allah; herkese adaletin tesis edildiği, bağımsız bir ülkede; güvenle, barış ve huzur içinde, sağlıklı bir şekilde yaşamak nasip etsin.