Hep demeye çalışıyorum, birilerine soracak o kadar çok soru var da, nasıl soracaksın kime soracaksın, insan şaşıp kalıyor...
Çünkü Ülkenin efendileri kentin efendileri, halk adına ellerinde güç bulunduranlar sorudan asla hoşlanmıyorlar...
Zira onlar kendilerine benzeyen güç sahiplerini makam sahiplerini ve de kentin beyaz adamlarını seviyorlar, kapıları onlara açık...
Kendimizi kandırmanın bir anlamı yok...
Mesela kendini haklı çıkarmak adına Cumhurbaşkanımız Nas nass deyip duruyor da, peki nass nedir, ülke ahalisinin kaçta kaçı biliyor nasın ne olduğunu, bununla ne denmek istendiğini nelere hatırlanmak istendiğini gerçekten bilenler kaç kişi sokaklar da.?
Nasdan haberi olanlar sormazlar mı Ülke’nin veya insanımızın hayatının nesrinde var, diye sormaz mı, sorarsa buna kimler soracak veya kime soracak bu soruları?
Hadi açık edelim, bu konularda ayet var deniyor, tamam faiz konusunda ayet var da, adalet hak hukuk hakkında yok mu?
Adil paylaşımdan söz etmez mi ayetler?
Mesela yoksulu doyur denmez mi, yoksulu itip kakanlara yazıklar olsun denmez mi... Mesela neden “yazıklar olsun namaz kılanlara dua edenlere!” deniyor Maun suresinde, bu ayetin muhatabı kimler, kime soralım?
Bunlar iki yüzlülük yapanlardır, dedikleri kimle ayetin...
Dini yakasını bırakalım diyorum, kim ne söyleyecekse kendi adına söylesin, kendi düşüncesini beyan etsin, dini kullanmasın...
Zira insanımızın hayatının her alanı ayetlere ters işler ile dolu... Devletimizin yaptığı işler de öyle, sıradan yöneticilerimizin de...
Mesela nas ya da ayetlere ne der, halkı yoksulluk içinde boğuşurken kentin yöneticilerinin en pahalı arabalara binmelerine?
Beytü-mal ne demek bilen var mı? Varsa eğer bilincindeyseler Beytül-malın ne olduğuna bunu nasıl saçıp savuruyorlar?
Allah korkusu hesap gününde hesap verememe korkusu yok mu bunu yapanlar da?
Günahlarını ırmaklar yıkayamaz efendiler, haberiniz olsun diye dillendirdim...