Ve sen ey insan, sen!

Diyorum ki insan kardeşler, diyorum ki Müslüman kardeşler, yazarlar, çizerler, gazeteciler ve imamlar, ahaliye dinden söz eden arkadaşlar diyorum ki?  Durmadan başkalarına çekidüzen vermeye, ayar vermeye kalkıyoruz da... Ya kendimiz biz kendimiz ne haldeyiz, sen ne haldesin insan kardeş?

Ve sen Müslüman kardeş, sen sahi Müslümanca bir hayatı temsil eden misin? İslam’ın buyruğu üstüne bir yolun yaşayışın, duruşun var mı? 

Başkalarına Müslümanca davranabiliyor musun? Müslümanca hakkını, hukukunu gözetiyor musun komşularının, akrabalarının ve canlıların?

Burada not olarak bulunsun, her canlının hakkı vardı insan üstünde, sahipleri üstünde, susuz kalan kuşların, aç kalan kedilerin, köpeklerin hakkı vardır, bunları neden anlatmaz ki yeşil sarıklı hocalar?

Sahi sen kendini ne sanıyorsun ey insan? Aslında sen bir saniyene bile kendine hükmedemeyecek bir varlıksın. Neden bunca şımarıklığın?

Evine düzen veriyorsun...

Sokağa çıkarken saçlarına, üstüne başına düzen veriyorsun...

Bindiğin arabaya, oturduğun eve, kullandığın eşyaya, çantana, eşarbına, kravatına düzen veriyorsun güzel de...

Gününü geçirdiğin ofisine, makam sahiplerine giderken elbisene, ayakkabına düzen veriyorsun güzel de, ama bir türlü kendine düzen vermeyi akıl etmiyorsun neden?

Neden hep başkalarına düzen vermeye çalışıyorsun? Mesela sen imam kardeş, sen, sen kendine düzen veren biri misin, insanlara söylediklerini kendin yapan biri misin?

Mesela caminin sokağında kaç yoksul aile yaşar? Kaç yaşlı insan var veya kaç yetim çocuk, gerçekten bilgin var mı?

Hepimiz dâhiliz...

Günümüz insanı kendi ile uyum sağlayamaz oldu... Onun için kalbi başka, yapıp ettikleri başka, söyledikleri bir başka...

Bu nasıl bir fırıldaklık böyle? Bu nasıl bir riyakârlık, yalan düzen? Samimiyet diye bir şey kalmadı, kızmayın gerçek bu...

İyi olmayı, dürüst olmayı neden hep başkalarından istiyoruz da, kendimiz yapmıyoruz?

Neden hep başkaları versin, biraz da sen versen, biraz da sen merhamet sahibi olsan yoksullara, fakirlere, yetimlere, yaşlılara?

Bir iki yaraya da sen dokunsan, sarsan, birkaç yoksulun kapısına sen erzak bıraksan kimseler görmeden, içinde riya olmadan...

Mesela güneşe bir kap su da sen bıraksan kuşlar içse, birkaç kediye de sen mama bıraksan ne olacak?

Bir karpuz kesince bir dilimini yan komşuya göndersen veya yoksul komşuya nasıl olur?

Nasıl olur bir yetime bir ayakkabı alsan ve bunu kimselere söylemeden yapsan? Neden dedim bunları? Çünkü günümüzde yapılan iyiliklerin çoğu reklam olsun diye yapılır oldu, bunu sen de biliyorsun...

Yine mi lüzumsuz sözler ettim?

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }