Mersin’de bakımsızlıktan harabeye dönen ve yıkılmak üzere olan tarihi ‘Mersin Evi’, Akdeniz Belediyesinin katkılarıyla restore edilerek ’Mersin’e İz Bırakanlar Müzesi’ne dönüştürülüp yeniden hayat buldu. Mersin’in tarihini anlatan fotoğraflar ve bilgilerle bezeli müzede, sanattan siyasete, spordan kültüre Mersin’de yaşamış ve kente bir iz bırakmış kişiler tanıtılıyor.

Mersin, ufak bir dokunuşla, hem koruma altında olduğu halde yıkılmak üzere olan tarihi bir eve hem de yeni bir müzeye kavuşuyor. Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesi ile Mersin Valiliğinin katkılarıyla hayata geçirilen proje ile Mesudiye Mahallesinde koruma altında bulunan, ancak bakımsızlıktan harabeye dönen ve yıkılmak üzere olan tarihi bir Mersin evi, restore edilerek yeniden hayat buldu. ’Mersin’e İz Bırakanlar Müzesi’ne dönüştürülen ve yakın bir tarihte açılışı yapılacak olan binada; Mersin’de yaşamış, yetişmiş veya yolu kesişen ve kente bir iz bırakmış pek çok kişi, yeniden gün yüzüne çıkarıldı. Mersin’in son 120 yılına damgasını vurmuş sanatçılardan sporculara, siyasetçilerden düşünürlere kadar birçok insanı hem bugünkü hem de gelecek kuşaklara tanıtan müze, aynı zamanda Mersin’i ziyaret eden herkese kentin kısa bir tarihini sunacak.

“120 yıllık Mersin tarihini minyatür bir şekilde sığdırmaya çalıştık”

Kent kimliğinin önemli bir parçası olan eski Mersin evlerini kurtarmak ve kentin hafızasını korumak amacıyla yola çıkan Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, projenin hayat bulma aşamalarını İHA muhabirine anlattı.

Başkan Gültak, “Mersin’in en merkezi yerinde insanlarımızın dinlenebilecekleri, nefes alıp çay içebilecekleri ve aynı zamanda kentin tarihini öğrenebilecekleri bir yer yoktu. Akdeniz’e ve Mersin’e böyle bir eser kazandıralım dedik. Burası minyatür bir müze, eski bir Mersin evi. 7 odadan oluşuyor, 200 metrenin üzerinde bahçesi var. Buraya biz 120 yıllık Mersin tarihini minyatür bir şekilde sığdırmaya çalıştık. Böylelikle hem Mersin’de yaşayanların hem Mersin dışından gelenlerin Mersin’in tarihini ve kente iz bırakanlarını anlatabileceğimiz bir müze oldu” dedi.

“Mersin’de iz bırakmış kimi ararsanız mutlaka var”

Müzenin bitme aşamasına geldiğini ve çok yakın tarihte açılışını yapacaklarını dile getiren Gültak, projeyi Mersin Valisi Ali İhsan Su ile birlikte yürüttüklerini kaydederek, Su’ya teşekkür etti. Projeyi oluştururken Mersin’in yazarlarının, sanatçılarının ve Mersin Üniversitesi akademisyenlerinin yer aldığı bir heyet oluşturduklarını anlatan Gültak, “Bu heyet bir ön çalışma yaptı. ‘Son 120 yıla gidelim’ dedim, 120 yıl geriye gittik. Amacımız, tarihsel olarak neler olmuş, kimler var, savaşlar, Milli Müdafaa, bunların başını kimler çekmiş, anlatmaktı. Gizli kahramanlar, sporcularız, aşkımız Mersin İdman Yurdu, Hıristiyanlar var. İskender’in buraya uğraması, Rahmetli Turgut Özal’ın buradaki gittiği okuldan yaşadığı ortama kadar ve tüm valilerimiz, belediye başkanlarımız, bakanlarımız var. Türkiye’deki ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan var. Mersin’e yaptıkları eserlerle iz bırakmış önemli şahsiyetler, sanatçılarımız var. Mersin’de iz bırakmış kimi ararsanız mutlaka var. Geçmişe de döndük. Tarihte Mersin’de hangi dinlerin olduğunu, hangi imparatorluklara dahil olduğunu, hangi seferlerde buradan kimlerin geçtiğine dair genel bir izlenim var. Kimseyi ayrıştırmadık. Mersin’in minyatür tarihini anlatan müze haline geldi. Hem Mersinliye güzel bir hediye verdiğimizi hem de Mersin’e gelenlere Mersin’i anlamada kolaylık olacak bir müzeyi kazandırdığımızı düşünüyorum. İnsanlar buraya geldiklerinde dedelerini, ninelerini görebilecekler; kendilerini bulabilecekler” diye konuştu.

“Bu bina, bir yıl önce neredeyse yıkılacaktı”

Müzeye dönüştürülen yapının tarihi bir Mersin evi ve SİT alanı olduğunu söyleyen Gültak, “Amacımız, Mersin’in tarihi alanlarını hayata kazandırmak. En büyük hedeflerimden biri de Mersin’in eski evlerine yeniden hayat buldurmak. Çünkü bu evde bundan 100 yıl önce bir hayat vardı. Ama bir yıl önce bu bina neredeyse yıkılacaktı. Tarihe sahip çıktık, yeniden canlandırdık, hayat verdik. Sadece restorasyonuna 1 milyon liranın üzerinde para gitti. Satın alması daha da fazla oldu. Valilik ve biz kendi bütçelerimizi oluşturarak burayı yaptık. Bence merkezde insanların çay içebilecekleri ve şehri tanıyabilecekleri çok güzel bir alan oldu” ifadelerini kullandı.

Gültak, müzenin yan tarafındaki eski bir evi de projeye dahil etmek için kamulaştırma noktasında mahkemeye başvuru yaptıklarının da bilgisini verdi.

“İki tarihi Mersin evini kente kazandırdık, 3’üncüsü için çalışıyoruz”

Bugüne kadar iki eski Mersin evini restore ederek kente kazandırdıklarını vurgulayan Gültak, “Bu müzenin dışında valilik binasının yan tarafında şu an üst katını Kültür Müdürlüğümüzün kullandığı muhakemat binası var. Bu ikisini hayata geçirmiş olduk. Önümüzdeki dönem hibe için görüşmelerimiz sürüyor, anlaşma sağlarsak buradan da büyük bir Mersin evini daha hayata geçirmek istiyoruz. Böyle yerleri almak önemli değil, asıl restorasyonlarını yapmak önemli. Bunlar büyük maliyetler tutuyor fakat yurt dışındaki ‘old city’ denilen yerler Mersin’de de Akdeniz ilçemizde, sahile kadar böyle yüzlerce ev var. Bunların yanında da mantar gibi büyümüş gereksiz binalar var. Zaman içerisinde bunların hepsini kamulaştırıp bu tarihi Mersin evleri ortaya çıkarılıp restore edildiğinde, Mersin tamamen bir kültür ve turizm şehri olur. Bunun için uğraşıyoruz, tabi ciddi maliyetler gerekiyor. Bu 5 yıl içerisinde en azından 3 tane Mersin evini biz kente kazandırmış olacağız. Çankaya İlköğretim Okulu ile ilgili de planlarım var. Yasal olarak bütün sorunlar kalktığında inşallah mezun olduğum Çankaya İlköğretim Okulunu da Mersin’e kazandırmayı düşünüyorum” dedi.