YABANCILARIN, İKAMET SORUNU ve ALANYA.

Oturma izni (ikamet); (ülkemizde vize veya vize muafiyetinin tanıdığı süreden, ya da (90) günden fazla Türkiye’de kalacak yabancı uyruklu kişi için, yabancının bulunduğu yerdeki göç idaresinden alınması gereken,) yabancının Türkiye’de kalabileceği süreyi belirleyen belgedir.

Yayınlanan genelge ile yabancı nüfusunun, Türk nüfusuna oranının, Bakanlık tarafından belirlenen oranı aştığı mahalleler ve İstanbul’un bazı ilçeleri, yabancıların oturumuna kapatılmıştır. Oturma izin şartlarından birisi olan, edinilecek gayrimenkulün değeri de; 75 bin dolardan, 200 bin dolara çıkarılmıştır.

Bu şartlar, bazı kesimleri olumsuz etkilemiştir. En çok etkilenen, inşaat-emlak sektörü olduğu ve bu sektörün iyileştirilmesi talepleri konuşuluyor.

Konuya; inşaatçılar-emlakçılar tarafından baktığınızda talepleri haklı olabilir. Ancak;

1-Devletimizin ulusal ve uluslararası politikaları,

2-Yerleşim yerlerinde oluşacak demografik yapının, geleceğe etkisi,

3-ilerleyen zamanda, ülke ve yöre halkına yaratacağı; sosyal, ekonomik sonuçlar ve diğer etkileri; masaya yatırılarak, profesyonelce tartışılıp, hep birlikte değerlendirilmelidir.

Olaylara yerel olarak baktığımızda; Alanya’da (4) mahalle yabancı oturumuna kapatılmıştır. Tabi ki belli sektörler, hatta bunlara bağlı iş yapan paydaşları etkilenmişlerdir.

Biraz da Alanya’da yaşayan çoğunluğa, yaratacağı fayda veya zararına bakılmalı. Sabit ücretliler, az gelirliler, kırsalda yaşayanlar merkezlere geldiklerinde; kat kat yükselen piyasa koşullarında, yabancı çoğunluğa ayak uydurabilecekler mi, kendi vatanlarında; kendilerini nasıl hissedecekler, sosyal uyum sağlanabilecek mi? Bunlar hepsi, endişe konusu.

Çok kazanmak için; sata sata nereye kadar gidecek. İlçemizde topraklar, genişlemiyor. Satıldıkça azalıyor.

Ama bizim gençlerimiz yine işsiz, bizim halkımız aldığı para ile füze gibi fırlayan konut ve kira fiyatlarının altında eziliyorlar. Yerli halk için; baba/ata toprağı yoksa eğer, mülk edinmek hayal oldu. Yabancılarla aynı sitelerde veya aynı binada oturanların, bazı konularda zorluk çektikleri söylenmektedir.

Sadece oturum izni değil; farklı vatandaşlığa alınma nedenleri ile de yabancı sayısı artmaktadır. Bu nedenle; zaten belli bir artma söz konusu. Artılar, eksiler masaya yatırılmalıdır.

Benim tespitlerim; yabancıyı istemiyor, olarak algılanmasın. Tam tersine daha fazla turist gelsin.

Bölgemiz, turizm bölgesi. Yabancılar aldıkları evleri, ticari amaçlı kullandıklarında; turizme olumsuz etki edeceği, haksız rekabet oluşacağı da düşünülmeli. Turizm sektörünün eksiklerini de konuşup; yabancılardan, daha fazla ekonomik girdi sağlanma düşüncesi öne çıkarılmalıdır.

Turizmde yıllardır uygulanan, ama gıda israfından başka bir getirisi olmadığı söylenen, her şey dahil sisteminden çıkılıp; turistin otelden çıkarak çarşıya-pazara indiği, tüm esnafların faydalanacağı bir uygulama için, çözüm üretilmelidir.

Bu konular, siyaset üstü olmalı; bir sektörü değerlendirirken, diğer sektörlere ve yöre halkına zarar vermeden; siyaset, bürokrasi, STK’ları adım atarken; ülke ve yöre halkının ortak menfaatleri göz ardı edilmemeli. Dengeler bozulmamalı.

Çocuklarımız ve torunlarımız; sattığımız otellere işçi, evlere kiracı, bahçelere çiftçi olmak zorunda kalmasın.

Bu vatan hepimizin, başka ALANYA yok.

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }