Gözlemlediğim kadarıyla aslında birçok insanın tarihe merakı oldukça fazla, yapılan dizilerin reytingleri ya da akıcı bir şekilde tarihi bir olay anlatıldığında herkesin pür dikkat kesilmesinden bile anlaşılıyor aslında bu gözlem. Ancak şöyle bir sıkıntı var ki, malesef bizim toplumumuzda okuyan ve araştıran sayısı çok az. Pek çok insan da eğitim sisteminde tarih derslerinin dayatılma şeklinden kaynaklı öğrenmeye ve araştırmaya önyargılı. Hepimiz liselerde sıkıcı bir şekilde tarih derslerini işleyen olayın aslından çok rakamsal tarihlerine değinen matematik zekasıyla eğitim aldık. Oysaki tarih dipsiz bucaksız bir serüven aslında. Bir kere öğrenmeye başladığınızda merakınızın daha çok arttığı, tek bir şey araştırma amacıyla çıktığınız bu yolda onlarca sekme açtığınız bilim bir nevi. Geleceği daha iyi anlamak, günümüzü mantık çerçevesine oturtmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu bayatlamayan bir kan. Bu kana enjekte olmamızın da birçok yolu var aslında, doğru çekilen filmler, belgeseller ve diziler güzel bir materyal bu amaç için. Ama bunların yanında asla unutmayacağınız sizi sonuna gelene kadar o dönemin içerisine katacak bir diğer seçeneğimiz ise kitaplar. Tarihi olaylar ve karakterleri kurgusal bir şekilde akıcı olarak anlatan birçok yazarımız var bizim.
Bu yazarlardan biri ise Orhan Yeniaras, daha önce kendisinden Oğuz Kağan kitabıyla bahsetmiştim şimdi ise Bilge Kağan kitabını övmek istiyorum sizlere. Yeniaras sürükleyici kurgusu, basit dili ve değindiği unsurlarla tarihi birçok karakteri öğrenmemizi sağlayan ve bizi Ötüken'de gibi hissettiren başarılı bir sanatçı. Bilge Kağan kitabı ise bu sanattan faydalanmamızı sağlayacak muntazam eserlerden.