Yüreğim sukünet bulsun diye

Tamam, önüne gelen eline fırsat geçen yetki sahibi olanlar konuşup duruyorlar da, ne kadar samimiler sözlerinde diyeceğimiz o kadar çok kişi var sağımızda solumuzda...

Bazı şeyler konuşmakla olmuyor, söz eyleme dönüşmeli ki, insanı kıymetli kılsın... Adalet hak hukuk kardeşlik inanma iman etme paylaşma gibi sözler etmek güzel de, peki nerede bunlar diyecek hale geldi ülke insanı...

Ellerindeki yetkiyi fırsat bilerek milletin malını parasını har vurup harman edenlerin sözlerine inanmıyorsak, insanlar inanmıyorsa kimi nedenleri vardır elbette...

Mesela soralım olur olmadık işler için millettin parası harcanmıyor sorumsuzca yetkililerce...

Mesele kendilerini öne çıkarmak için kendilerini önemli kılmak için yapılan reklamların parası ne kadar ahlaki ve insani hatta dini...

Bir yandan ekmek almaya bile parası olmayanlar, bir yanda milletin parası ile kendilerini halka pazarlayanlar, unutmayın bunları hep biz yaptık, ben yaptım demeler...

En üstten en aşağıya kadar büyük bir israf gereksiz harcama yok mu ülkede, kentlerin Belediye Başkanları her sokakta kendi reklamlarını yapmıyorlar mı milletin parasıyla?

Sonra daha başka başka harcamalar, gereksiz makam arabaları hem de en pahalısından... Peki, milletin hali ortada iken bunlara söz etmeyelim iyi yapıyorsunuz efendiler mi diyelim?

Allah bu suskunluğun, hakkı dilendirmemenin hesabını sormaz mı?

Hakkın tarifi yeniden yapılmalı demek istiyorum hukukun tarifi haramın helalin tarifi yeniden yapılmalı hatta insanın tarifi yeniden yapılmalı...

Mesela kuşlar incinmesin diye çırpınanlar ile kuşların konacağı dalları yok edenler aynı tarife girmemeli...

Bakın elin ülkesinde nasıl oluyor bu işler... Ki bu hassasiyet bizde bizim ülkemize olmalı, hani hep doğruluktan söz ediyoruz ya, en iyi Müslümanlık bizde var falan diyoruz ya...

İsveç Sosyal Demokrat Partisi Başkanı Mona Sahlin, evine giderken markete uğrar, gezer dolaşır, gözü çikolatalara erişir falan işte...

Alır o çikolatayı, Toblerone adı verilen çikolatalarından bir çikolota, içinde ne varsa...

Fiyatı 10 EUR falan... Ödemeyi yapar çıkar ve sonra... Birkaç hafta sonra maliye müfettişleri kapısına dayanırlar... Soruşturma başlatılır, çünkü çikolatanın ödemesini devletin verdiği kredi kartı ile yapmıştır, bunun hesabını sorarlar...

Dünya siyasi ahlak tarihine geçen “Toblerone Davası” olarak geçen bu dava kişinin kendi isteği ile başlar... Dalgınlıkla kendi kartı yerine devletin kartını kullandığını anacının hazineye zarar vermek olmadığını söyler...

Bütün harcamaları mal varlığı didik didik araştırılır, sonunda aklanır... Neden mi yazdım bunu, her halimizle çürüdüğümüzü anlayalım diye, anlayalım da bir birimizi kandırmayalım bari diye...

Milliyetçiyiz Müslüman’ız demekle bazı şeylerin olmadığı anlatabilmek için...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }