12 yıldır Alanyaspor’da ter döken Karaca, takım kaptanı olarak da önemli bir sorumluluk üstleniyor. Karaca aynı zamanda, alt ligden Süper Lig'e uzanan kariyeriyle, bu başarıyı elde eden tek Türk Futbolcu olma unvanına da sahip. Usta futbolcu Karaca, kariyerine dair unutulmaz anıları ve Alanyaspor'a olan katkılarını bizlerle paylaştı.
‘HER ÇOCUK GİBİ TOP OYNAMAYA MAHALLE ARASINDA BAŞLADIM’
-Efecan Bey, yoğun bir programınız olduğunuzu biliyoruz. Buna rağmen bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Çok ciddi bir hayran kitleniz var. Okuyucularımız ve biz, futbol kariyerinizin başlama sürecini sizden dinlemek isteriz. Alanyaspor’a transfer olma süreciniz nasıl ilerledi?
Futbol kariyerim her çocuk gibi benim de mahalle aralarında başladı. Ailemin teşviki ile Sarıyer Altyapısına yazdırıldım. Yarım sezon bile değil, 2 ay oynadıktan Galatasaray ile oynadığımız bir hazırlık maçında teklif aldım ve Galatasaray’ın altyapısına transfer oldum. Hazırlık maçında Galatasaray’a 2 gol attım ve Fatih Hocamız babamın onu aramasını istemişti. Ben de şaşırmıştım. Hatta takım arkadaşlarım beni Galatasaray’ın istediğini söylemişlerdi ama o zaman inanamamıştım. Yaşımız da küçük tabi… Ardından hocam babam ile görüştü ve Galatasaray’ın beni istediğini söyledi. Ardından Galatasaray’a gittim ve 8 yıl oynadım. Minik takımdan paf takıma kadar ilerledim. A takım ile idmanlara çıkıyordum ve o zamanın teknik direktörü Karl Heinz Feldkamp’tı. Bana bu şekilde devam edersem A takımda oynatacağını söylüyordu. Devre arası kampa gidecekken ilk yarının son maçında, 90+2’de topu saklarken ayağım kaydı ve talihsiz bir sakatlık yaşadım ve kolum kırıldı. İlk ameliyatım başarısız geçti ve ikinci ameliyatımı oldum. Kolum nedeniyle 6 ayım kayboldu ve Galatasaray’ın A takımında oynayamadım. Ondan sonra profesyonel hayatım başladı.
‘İLK SENEMDE 37 MAÇ OYNADIM'
Altyapıdan beni tanıyan Suat Hocam vardı. Şimdiki Gaziantep FK, o zaman Gaziantep Büyükşehir Belediyesi idi. Şimdiki TFF Büyük Lig’in önceki ismi de Bank Asya idi. Paf takımdan direkt oraya transfer olmuştum. Orada ilk senemde, 18 yaşımda 37 maç oynadım. Ardından Kartal’a gittim ve orada da iyi bir performans sergiledim. Orada da 34 maç oynadım. Aslında kariyerim 19-20 yaşlarında Süper Lig’i yakalayacak düzeydeydi. Ama menajer hatası mı talihsizlik mi diyeyim bilemiyorum. Kartal’dan Adanaspor’a gittim ve orada yarım sezon oynadım. Oradan 2. Lig takımı Adana Demirspor’a gittim. Ardından 1 yıl semtimin takımı olan Sarıyer’de oynadım. Sonra PTT 1. Lig’e geri döndüm, Karal’a. 23 yaşındayken Kartal’da oynarken o sene açıkçası çok şans bulamadım. Ardından son 6-7 hafta Mehmet Altıparmak Hoca geldi. Bildiğiniz üzere Alanyaspor’u da TFF 1. Lig’e çıkaran hocadır kendisi. Hiç tanımadığım halde bana güvendi ve hiç oynamamış oyuncuyu oynattı. Çok iyi oynadım, son haftaları çok da iyi geçirdik ama tabii kurtaramadık, küme düştük. Ardından tatile girdik ve Mehmet hoca beni aradı. Bana ‘Efe ben bir takıma gideceğim ama isim vermek istemiyorum. Benimle gelir misin’ dedi. Ben de ‘Hocam siz nereye giderseniz gelirim’ dedim.
‘ALANYASPOR’A İYİ Kİ GELMİŞİM’
Bir iki hafta sonra Mehmet Hoca Alanyaspor ile anlaştı. Önceki kaptanımız Haydar Yılmaz Ağabey ve Timuçin Aşcıgil var. Üçümüz de Kartal’daydık. Onları da istemişti hocamız ve onlar anlaştı. Ben bir tereddüt yaşadım hiç bilmediğim için. ‘Sen bana güven’ dedi hocamız. Ben olur mu olmaz mı bir türlü karar veremiyorum çünkü o zaman da TFF 1. Ligden takımlar istiyordu. Sonra çok önemli bir nokta, Sayın başkanımız Hasan Çavuşoğlu, Mevlüthan Ağabey ve rahmetli Taner Ağabey benim için İstanbul’a geldiler. Başkanımız da her röportajında bir benim için bir de Oğuz Aydın için İstanbul’a gittiğini söyler. O gün Alanyaspor’un gelecek projelerini anlattılar ve bana 3-4 yıl içinde Süper Lig’de olmayı hedeflediklerini söylediler. Başkan o kadar inanıyordu ki bunları anlatırken. Bir de benim için İstanbul’a gelmeleri beni çok etkiledi. Haydar Ağabey ve Timuçin Ağabey de sürekli aradı ve geldim, serüvenimiz başladı. İyi ki de gelmişim. Öncelikle başkanımıza, sonra Mevlüthan Ağabeyime, yöneticilerimize ve rahmetli Taner Ağabeyime çok teşekkür ediyorum. İyi ki bana güvenmişler ve bir aile olabilmişiz.
‘MİLLİ TAKIM LİSTESİNDE ADIMI GÖRMEK BÜYÜK GURURDU’
-Milli takım serüveniniz nasıl gerçekleşti?
O dönem spor haberlerinde Efecan Karaca Milli Takıma alınmalı diye geçiyordu. İdmalarımızda bana da gidebilirsin demişlerdi ama ben pek ihtimal vermiyordum. Hocamız da Sergen Yalçın’dı. Sergen Hoca sağlıkçı ile telefonda konuşuyordu. Ona da telefonu yardımcısı Murat Hoca getirmiş. Konuşurken sahanın içinde direkt yanıma geldi. ‘Efe, Şenol Hoca aradı senin için. Seni milli takıma çağıracak ama ben olumlu rapor vermedim’ dedi. Tabii bana takılıyor =) Ben çok heyecanlandım ve Sergen Hoca, ‘Hayırlı uğurlu olsun kardeşim. Gideceksin inşallah. Ben gerekenleri söyledim’ dedi. Tabii öyle bir durumda isminizi listede görmeden inanamıyorsunuz. Bir Cuma günüydü. Cuma Namazına gittim ve odada oturuyorum. Arkadaşlarım da sürekli soruyor ve bu da üzerimde baskı oluşturuyor. Bizim fizyoterapistlerin odasında yatıyordum. Bizim masör arkadaşımız Sait geldi ve çağırıldığımı söyledi. Listeyi görünce ağlamaya başladım. Direkt eşimi aradım tabii o da ağlamaya başladım. Annem- babam ve tüm ailem çok gururlanmıştı. Hayatımda hiç unutamayacağım bir anı. Şenol Hocama da çok teşekkür ederim.
‘FUTBOL İYİ OYUNCULARLA ÇOK DAHA İYİ OYNANANIR
-Takım kaptanı olmanın getirdiği sorumluluklar nelerdir? Bu rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu kadar uzun bir geçmişiniz olmasa, normal bir takım kaptanı olsanız tamam. Ama, 12 yıldır burada olduğum için sorumluluk çok ağır oluyor. Bu konuda bazen baskı da hissediyorum. Çünkü 12 yıldır bu takımdasınız ve takım kaptanısınız. Hep bir başarı bekleniyor. Bu takımın saha içindeki lideri sizsiniz. Herkes sizin performansınıza, sizin coşkunuza ve gözünüzün içine bakıyor. Tabii ki bazen baskı oluşturuyor. Sonuçta ben de insanım ve bazen psikolojik olarak da çöküyorum. Tabii bunu dışarıdaki insanlara anlatamazsınız. Bazen istenilen performansı da veremeyebilirsiniz. Bazen insanlar bu durumu yaşa bağlıyor. Ama ben kesinlikle kendimi çok dinç hissediyorum. Bir de futbol iyi oyuncularla oynanır. Eskiden kalite çok yüksekti. Futbol iyi oyuncularla çok daha iyi oynanır.
‘HASAN BAŞKAN VE YÖNETİCİLER MADDİ ANLAMDA SAVAŞIYOR’
Şunu unutmamalıyız ki biz bir ilçe takımıyız. Euro 38 TL. Hasan Başkan ve yöneticiler tek başlarına maddi anlamda savaşıyorlar. Bu insanlar dışarıdan yardım gelmediği için çok zorlanıyor. Dışardan insanlar takımın hep ilk ‘da olmasını bekliyor. Ama Alanyaspor’un ilk önceliği Süper Lig’de kalıcı olmak. Çünkü Alanyaspor bir ilçe takımı olarak iyi takımlarla mücadele ediyor. Bunun için de maddi yardım lazım. Bu insanlar kendi ceplerinden de para veriyor. Hasan Başkan çoluğunun çocuğunun rızkını cebinden de veriyor Alanyaspor için. Gününü hep burada geçiriyor. Ama büyük takımlar istediği yerden para bulabilir. Ama Alanyaspor’da sadece Hasan Başkan ve yöneticiler bir şey yapmaya çalışıyorlar.
‘TÜRK OYUNCULARA DAHA FAZLA GÜVENİLMESİ GEREKİYOR’
-Mesleki kariyerinizde karşılaştığınız en büyük sorun neydi ve bununla nasıl başa çıktınız?
Alanyaspor’da ilk Süper Lig’e çıktığımız sene ilk başta hiç kadroya girememiştim. İlk 10 maç iç oynamadım. Orada çok stres yaşamıştım. Gidecek miyim kalacak mıyım, bir belirsizlik vardı. Takımlar alt ligden çıkınca takımı baştan bir değiştiriyorlar. Onu da ben hiç anlamam. Bence futbolcular arasında da çok bir fark yok. Sadece daha çabuk düşünme farkı var ki onu da birkaç idman sonra giderilebilir. Daha çok Türk oyunculara güvenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Küme düşmeye oynayan takımlarda da şampiyonluğa oynayan takımlarda da kim daha çok Türk oyuncuları sahiplenirse o takım o kadar başarılı olur. Burada niyetim yabancı oyuncuları eleştirmek değil. Onlar da ekmek kavgasına ülkelerini bırakıp gelmişler. Ama Türk oyuncular burayı daha çok sahipleniyor. Ben o ilk 10 maçı oynayamadığımda çok zorlanmıştım. Hatta psikolog desteği almıştım.
‘ÇOK ÇALIŞSINLAR VE ÇOK SABRETSİNLER’
-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, genç sporculara vermek istediğiniz bir tavsiye var mı?
Öncelikle kulüp başkanımız Sayın Hasan Çavuşoğlu ve önceki dönem Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na, kulüp yöneticilerimize çok teşekkür ederim. Bana her zaman destek oldular. Başkanımız bana her zaman bir baba gibi yaklaştı. Her zaman bana desteklerinden dolayı bütün Alanyaspor taraftarlarına teşekkür ederim. İyi günümde, kötü günümde bana çok destek oldular. Alanyaspor taraftarlarını ve Alanya halkını mahcup etmemek için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Genç oyuncularımıza da önerim çok çalışmaları ve sabretmeleri. (Gülşah ATAOĞLU)