Alanya’da özel bir firmanın işlettiği akaryakıt ve LPG dolum-depolama tesisinin kapasite artırımına yönelik tepkiler devam ediyor. Şirketin Alanya’da gittiği kapasite artışındaki amacının Türkiye’nin en büyük tesisini yapmak olduğunu belirten Çevreci ve Aktivist Yücel Uçur, depolama tesisinin büyütülmesinde Alanya Belediyesi’nin de halkı bilgilendirmediğine vurgu yaptı. Bu tutumlarıyla Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik ve Başkan Yardımcısı Servet Ünlü’nün de memleketine ve parti yönetimine ihanet ettiğini belirten Uçur şunları söyledi:
‘PROJEDEN HABERİMİZ YOKKEN İNŞAATINA TANIK OLDUK’
Alanya’nın Yeşilöz Bölgesinde ikamet ediyorum. Bundan yaklaşık 10 yıl önce bir gün denizdeki inşaat çalışmasının gürültüsüyle irkildik. Tabii böyle bir projeden haberimiz yoktu ve denizde iskele inşaatına tanık olduk. Araştırmalarımız o dönem başladı. Öğrendik ki şirket, 2011 yılında Antalya’daki gibi şamandıralı, küçük tankerlerin gelip akaryakıt trafiğini sağlamak amacıyla Alanya’da da bir tesis kurma kararı almış. Buradaki amaç kara yolu trafiğindeki tanker yoğunluğunu azaltmak. İlk olarak amaçlarını Alanya ve Gazipaşa’ya yetecek miktarda tanker yoğunluğu olarak belirtiyor. Havalimanına da dağıtımı sağlamak için bu şekilde bir hizmet almış. Ama ne hikmetse, şamandıralı sistemi yapmamışlar. Çünkü planları aslında çok farklı ve büyük. 2013 yılında Hasan Sipahioğlu’nun belediye başkanı olduğu dönemde bunu büyütüp bir iskele yapmak istiyorlar. Ancak o dönemde Hasan Sipahioğlu, meclis üyeleriyle birlikte turizme vereceği zararları öngörüp gerekçe göstererek buna karşı çıkıyor. Bunun sonucunda bu dolfen iskelesi yapılamıyor. İlginç bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu akaryakıt şirketinin yardımcısı konumunda.
‘BAKANLIK CİDDİ BİR MUHALEFET GÖRMEZSE PROJEYE ONAY VERİYOR’
Bakanlık, bir ÇED sürecinde bölgenin yetkililerine projenin etki edebileceği bütün alanlarla alakalı görüş soruyor. Buraya herkes kendi alanı ile alakalı görüşünü yazıyor. Yalnız burada nötr cevap verdiğiniz zaman şark cambazlığına giriyor. Çünkü bakanlık bu görüşleri topladığında, ciddi bir muhalefet görmezse proje sürecine onay veriyor. Proje sürecine bakanlık olumsuz görüşlere rağmen onay bile verse olası bir dava sürecinde mahkeme heyeti geçmişte Alanya Belediyesi’nin bu konu ile alakalı bir kamuoyu oluşturup oluşturmadığına bakıyor. Bu tür durumlar karar sürecini etkiliyor. Maalesef o dönem, halkı bilgilendirmesi gereken Antalya Büyükşehir Belediyesi, Alanya Belediyesi, Liman Başkanlığı, muhtarlıklar, Alanya Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği gibi birimler, halkı bilgilendirmiyor. Sosyal medya hesaplarında bir cümle dahi paylaşmadan Alanya’nın kaderini etkileyecek bir proje ile ilgili kendilerinde bu gücü ve yetkiyi nasıl buluyorlar anlamış değilim.
‘KISA SÜRE SONRA KAPASİTE ARTIŞINA GİDİLDİ’
Dolfen İskelesi yapıldıktan sonra yapısı değiştirilmeden hızlı bir şekilde ‘ÇED Gerekli Değildir’ denilerek, 15 bin ton kadar kapasite artışına gidiliyor. Küçük girip kademe kademe kapasite arttırıyorlar. Biz 2017 yılında bölgedeki muhtarlardan bir tanesi şirket ile arasında muhalefet oluştuğu için, yeni bir kapasite artışı toplantısı yapılacağını sızdırdı. Aynı ilk toplantıdaki gibi bir balık restoranında arkadaşlar toplanmışlar, Alanya’nın kaderini etkileyecek, Türkiye’nin en büyüğü olacak bir akaryakıt tesisi için balık restoranında balıklar yeniliyor, baklavalar yeniliyor ve kararlar veriliyor. Birkaç kişi kurgusal fotoğraf çekiyor ve kendi aralarında imzalayıp bakanlığa sunacaklar. Bakanlık da bakacak ki burada ciddi bir muhalefet yok. Alanya Belediyesi de nötr görüş verdiği için onaylayacak. Biz bölge haklı, MHP 23. Dönem Milletvekilimiz MYK Üyesi Hüseyin Yıldız, Ahmet Sezer ve bu mücadeledeki arkadaşlarımız ile gittik. Orada ciddi tartışmalar yaşandı. O günden sonra bir mücadeleye başlayacağız ve bunu durduracağız diye ant içtik. Ardından mahkeme süreçleri başladı. İdari mahkeme tarafından kendilerine ‘Bilir Kişilik’ tebliğ edilmediği halde tehdit edildiği için mahkeme sürecine girmeyen öğretim görevlilerine tanık olduk. Öğrendik ki bu tesis Türkiye’nin en büyük tesisi olacak. İzmir Ali Ağa’dan da Hatay’daki tesisten de büyük olacak. Ama kademe kademe ilerleyecekler.
‘ÇOK YANLIŞ BİR YERDE OLDUĞU İÇİN KARŞIYIZ’
Burası Alanya’nın en bakir, daha imar görmemiş belki de turizmdeki son şansı olarak nitelendirilebilecek bir alan. Gazipaşa’nın doğusunda imarın mümkün olmadığı uçurum ve kayalık bir alanda da yapılabilirdi bu tesis. Şirketin bana göre tek şuçu bu bakış açısında ilerlememesi. Biz bu tesislere yanlış yerde olduğu için karşıyız.
‘ALANYA’YA VE KENDİ PARTİLERİNE İHANET ETTİLER’
Osman Özçelik belediye başkanı seçildikten sonra kendisinden çok umutluyduk. Çünkü iddialı cümlelerle siyasete girdi. Yine sınıf arkadaşım olan belediye başkan yardımcısı Sadık Dizdaroğlu’na ulaşmaya çalıştım. Ne için aradığımı bildiği halde geri dönüş yapmadı. Muhtemelen taşra siyasetini kendisi hızlı öğrendi. CHP yöneticisi Gülçin Hanım ile birlikte Servet Ünlü Beyin yanına gittik. Servet Beye açık bir şekilde durumu anlattım. Halkı bilgilendirmeleri konusunda durumu açık bir şekilde ifade ettik. Herkesin burada hakkı olduğunu belirttik. Servet Bey üstü kapalı konuştu. Bundan sonraki 3 aylık süreçte Servet Beyi 4 kez ziyaret ettim. Ama Servet Beyin konuyu geçiştirmesinden dolayı şüphelenmiştik. Servet Bey bize ‘Bu tesis biz olumsuz görüş de versek bakanlık izin verdiği halde yapılabilir’ dedi. Açıkcası o şekilde olmuyor ve bu da bir şark cambazlığına giriyor. Üzeri kapalı bir görüş vermek yerine Alanya halkını bilgilendirmeleri gerekirdi. Osman Beyin sosyal medyasında ciddi bir takipçisi var. Oradan iki satır bir şey yazıp paylaşabilirdi. Başkan Bey Ankara’da birebir ‘Küçük gemiler geliyormuş, gelecekse büyük gemiler gelsin’ demiş. Servet Bey de bunu paylaşmak istememiş basına sızar diye.
‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TESİSİ OLACAK’
Bu tesis Türkiye’nin en büyük akaryakıt depolama ve dağıtım tesisi olacak. Bu şekilde kapasite artışları devam edecek. Aynı 2015 yılında ÇED gerekli değildir deyip bunu yaptılar. Bunu Alanya halkından gizleyerek Osman Tarık Özçelik ve Servet Ünlü Alanya’yı Ruslara ve bu şirkete resmen peşkeş çekmiştir. Diyecekleri bir şey varsa da istedikleri ortamda bunu tartışabiliriz. Kendi partilerinin ideolojisin ve 5 yıllık hukuk mücadelesine de ihanet etmişlerdir.” (Gülşah ATAOĞLU- ÖZEL HABER)