"Sosyal Uyuşturucu: Çocuklarımızın Dijital Bağımlılığına Dikkat!" "Sosyal Uyuşturucu: Çocuklarımızın Dijital Bağımlılığına Dikkat!"

-    Erkan Uysal 

Gezi Parkı eylemlerinin 11. yılında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Alanya Şubesi öncülüğünde çok sayıda vatandaş PTT Alanya Şubesi önünde bir araya geldi. Şube binası önünde yapılan açıklamaya CHP Alanya İlçe Başkanı Bülent Kandemir ile partililer, çeşitli sendikaların yöneticileri ile vatandaşlar destek verdi. “Karanlık Gider Gezi Kalır” pankartının açıldığı eylemde “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganları atıldı. Açıklama öncesinde Gezi Parkı eylemlerinde yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Grup açıklama yapan Avukat Canel Durak, “Haziran direnişinin üzerinden tam 11 yıl geçti. Üzerimizde, kaybettiklerimizin hatırası, faillerinin devlet eliyle aklandığı ya da ödül gibi cezalarla mükafatlandırıldığı davaların öfkesi ve bu direnişin bir parçası olmanın onuru var. 11 yıl önce toplumun çok geniş bir bölümü AK Parti iktidarına karşı ayağa kalktı. Milyonların öfkesi ve direngenliği büyük bir halk hareketine dönüştü. Direnişin merkezine aydınlanma, laiklik, özgürlük ve yurtseverliği koyan halk, AK Parti iktidarına sınırlarını göstermeyi başarırken, öfkesi ve cesaretiyle bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu hatırlattı. Haziran direnişi bu ülkeye kalıcı bir iz bıraktı. Halkın, boyun eğmediğinde nasıl bir güce sahip olduğunu fark etmesi hafızalardan silinmeyen, üzerinden yıllar geçse de unutulmayacak bir umut yarattı. Haziran direnişinin AK Parti ve bu düzenin temsilcilerinde yarattığı korkunun kaynağında yatan sebep budur. Halk boyun eğmedi ve halk olduğunu gördü. Bu düzen halkın örgütlülüğünden, birlikte hareket etmesinden, halk olmasından korkar. Bu yüzden 11 yılda Gezi’yle hesaplaşmaya ya da Gezi’yi unutturmaya çalışan yalnızca AK Parti olmadı. Kuşkusuz AK Parti, Gezi’yi yargılayıp meşruluğunu ortadan kaldırmaya çalışmaktan hiç vazgeçmedi ama bu kirli düzenin tüm aktörleri Gezi’den kalan izleri teker teker silmeyi görev bildi. Öfkemizi diri tutuyor ve Gezi isyanında yitirdiklerimiz için mücadeleyi sürdürüyoruz. Hatırlıyoruz, Katledilen Ahmet Atakan için bir dava dahi açılmadı. Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük ve Abdullah Cömert’in katilleri ödül gibi cezalarla mükafatlandırıldı. Medeni Yıldırım ve Mehmet Ayvalıtaş’ın katilleri beraat etti. Hasan Ferit Gedik’i katleden örgüt ve siyasi bağlantıları aydınlatılmadı ve üstü kapatıldı. Berkin Elvan’ın katili olan polis 16 yıl, 8 ay hapis cezası almasına karşılık halen dışarıda geziyor. Gezi’de kaybettiklerimiz 11 yıl sonra halen devlet eliyle hedef gösteriliyor. Devlet katillere sahip çıkarken, 80 ilde yaşanan bu onurlu direnişe katıldıkları için binlerce kişiye soruşturma açıldı, yüzlerce insan tutuklandı, yargılandı, hapis cezası ile mahkum edildi. Ve bugün halen ‘Gezi’nin intikamı’ adı altında Avukat Can Atalay’ın da aralarında olduğu tutsaklar akıl dışı yargılamalarla mahkum ediliyor. Biz de bir an dahi aklımızdan çıkarmıyoruz. Tüm katledilenlerimiz için adalet mücadelesi vermek ömrümüzce boynumuzda bir borç ve görevdir. 11 yılı geride bıraktık ve geldiğimiz noktada halkımız hayat pahalılığını ve yoksulluğu en derin şekilde yaşamaya mahkum bırakıldı. Bu düzen, sermayenin ihya olmasını sağlarken, halka kemer sıkmayı çare olarak sunuyor. Kanımızı emen sermayedarların egemenliği el birliğiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. 11 yıl önce AK Parti Türkiye’siyle hesaplaşan, böyle bir Türkiye’ye itirazı olan halkın direnci ve öfkesi sahte umutlarla, yalancı bahar vaatleriyle teslim alınıyor. İktidarın doğaya, çevreye, yaşama olan düşmanlığı devam etmekte. 11 yıl önce ağaçlara göz dikenler, bugün de sokak hayvanlarına göz dikiyor. Ormanlarımız çeşitli şirketlere maden sahası olarak peşkeş çekilerek yok edilmekte. Sularımız özgürce akmayı unuttu. Bizim olan her şey sermayenin rant ve kar kapısı oldu. Ülkemizi ve tüm dünyayı içine alan bu karanlık ve çürümüş düzeni toptan karşımıza alıyoruz. Haziran Direnişi, adı üzerinde bir halkın direnişinin adıdır. Gezi’nin 11. yıl dönümünü selamlarken İsrail’in barbar saldırılarına boyun eğmeyen, direnen Filistin halkına da selamı bir borç biliyoruz. Bu ülkeyi emperyalistlerden, sömürücülerden, tarikatlardan kurtarmak için emekçilerin yeniden ayağa kalktığı haziranlara ihtiyacımız var. Halk boyun eğmedikçe halksa, bugün en çok halk olmaya ihtiyacımız var. Bir kez daha boyun eğmeyen ve eğmeyecek olanlara selam olsun” diye konuştu.