Çalıştayın açılışında konuşan ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, 3 yıldır online eğitimler, paneller ve çalıştaylar düzenleyerek tarım sektörüne katkı koyduklarını söylerken, interaktif muz, çilek ve avokado çalıştaylarının ardından keçiboynuzu çalıştayı düzenlediklerini belirtti. Dünyada her yıl yaklaşık 140 bin ton civarında keçiboynuzu tohum ve meyvesi üretildiğini, Türkiye’de üretimin 25 bin ton civarında olduğunu kaydeden Çandır, son 1 yılda keçiboynuzu üretim alanları yüzde 58, üretim miktarının ise yüzde 22 arttığına dikkat çekti. Antalya’nın 13 bin tonluk üretimi ile Türkiye’de en çok keçiboynuzu üreten il olduğunu belirten Çandır, “Antalya, Türkiye’nin keçiboynuzu üretiminin yarısını sağlamaktadır” dedi. Çandır, Manavgat yangınından sonra bölgeye çok sayıda keçiboynuzu fidanı dikildiğini belirtirken, bu konuda yoğun çalışmalar yürüten Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne teşekkür etti.

“MANAVGAT YANGININDAN SONRA DİKİMİ ARTTI”

Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, ürün bazlı çalıştaylarla tarım sektörüne yön göstermeye çalıştıklarını söylerken, katma değeri yüksek keçiboynuzu üretimini artırmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Özellikle pandemi döneminde keçiboynuzuna talebin arttığını belirten Karaca, üretimi artırmak için susuzluğa dayanıklı keçiboynuzunu kıraç, susuz alanlarda yetiştirilmesi için üreticiyi yönlendirdiklerini kaydetti. Karaca, Manavgat yangınının ardından bölgede ağaçlandırma çalışması yaparken keçiboynuzuna öncelik verdiklerini kaydetti. BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, keçiboynuzunu üretimi ve kalitesini artırmak için çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, çalıştayın bu çalışmalara ışık olacağını söyledi.

“ORMAN YANGININA KARŞI SET”

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, “fakir toprakların zengin ağacı” keçiboynuzunun değerinin yeni anlaşılmaya başlandığını söyledi. Besin değeri yüksek olan, gıdadan ilaç sektörüne, kağıt, petrokimya gibi bir çok alanda kullanılan keçiboynuzunun yaygınlaştırılması gerektiğini kaydeden Gübbük, sadece meyve olarak değil katma değerli hale getirilerek ihraç edilmesi gerektiğini söyledi. Gübbük, orman yangınlarının yayılmasını önlemede keçiboynuzunun önemli bir bitki olduğunu söylerken, “Keçiboynuzu orman yangınlarına karşı set ağacı olarak mutlaka kullanılmalı” dedi.

2 gün süren çalıştayda Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Portekiz, İspanya, İtalya, Fas, Cezayir ve Lübnan’dan katılan akademisyenler ve uzmanlar; keçiboynuzu yetiştiriciliği, keçiboynuzunun yetiştirilmesi ve ticareti, kapama bahçe kurulumu, iklim değişikliğine uyum, keçiboynuzunun ekolojik istekleri, çeşit geliştirme çalışmaları, endüstriyel açıdan yürütülen çalışmalar, keçiboynuzunun eczacılıkta kullanımını konuştu. Sektör temsilcileri keçiboynuzu üretimi ve ticaretinde yaşadıkları sorunları dile getirdi.

“SU KITLIĞI OLAN YERE KEÇİBOYNUZU”

Çalıştayın sonunda sonuç raporu yayımlandı. Raporda, keçiboynuzu üretimini arttırmak için kapama bahçe sayısının artırılması önerilirken, fidan üreten işletme sayısının da artırılması gerektiği kaydedildi. Mevcut arazilerdeki verimsiz ağaçların rehabilitasyonla üretime kazandırılması gerektiği kaydedilen raporda, “Küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu en önemli sorunun su kıtlığı olacağı göz önüne alındığında su istemeyen özelliğiyle bilinen keçiboynuzu üretimi yaygınlaştırılmalı” denildi.

Alanya'da sahiller emin ellerde Alanya'da sahiller emin ellerde

YANGINA KARŞI TAMPON

Keçiboynuzu yaprağının daha az yanıcı olduğu vurgulanan raporda, ekolojisi uygun olan alanlarda yangına müdahalede zaman kazanmak amacıyla çam ağaçlarının arasına ve orman sınır bölgelerine tampon olarak diğer maki türleri ile birlikte dikilebileceği önerildi. Tescilli çeşit sayısının artırılması gerektiği kaydedilen raporda, Doğu Akdeniz, Batı Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde zengin gen kaynaklarının korunması amacıyla gen havuzları oluşturulması önerildi. Diğer meyve türlerinin çiçek açmadığı bir dönemde çiçeklenen keçiboynuzunun arıcılık için önemli olduğu belirtilen raporda, arıcılığın teşvik edilmesi önerildi.

Keçiboynuzunda erken hasadın kalite kaybına neden olduğu belirtilen raporda, hasat zamanının devlet tarafından ilan edilmesi, erken hasat için cezai yaptırım uygulanması istendi. Keçiboynuzu ihracatının, meyve ya da tohum olarak değil, katma değer kazandırılmış ürünler şeklinde yapılması gerektiği kaydedilen raporda, keçiboynuzunun endüstriyel kullanımında, ürün çeşitliliği artırılması önerildi. Raporda, “Endüstriyel üretim, her türlü tarımsal üretimin lokomotifi olduğu için keçiboynuzundan katma değeri yüksek ürünler üreten işletmeler teşvik edilmelidir” denildi.