Elektrik, su ve akaryakıt fiyatlarına yıl sonu itibariyle gelen artışların etkisi hissedilmeye devam ediyor. İşletmelerin maliyetlerinin yükselmesi, temel tüketim ürünlerine yansırken, özellikle düşük ve orta gelirli aileler üzerindeki baskı daha da artıyor. Yükselen enerji maliyetleri şehirdeki esnafın da işlerini zora sokmuş durumda. Bazı fırın sahipleri artışın temel sebebi olarak un ve enerji fiyatlarındaki çıkışı gösterirken, vatandaşların alım gücündeki gerilemenin önüne geçilmesi için devletin çözüm önerileri getirmesi gerektiğini belirtiyor.
Yeni yılın başlangıcında vatandaşın alım gücü önemli oranda düşümüş durumda. Uzmanlar, ekonomik belirsizliklerin etkisiyle alım gücünün yıl genelinde daha da zayıflayabileceğine dikkat çekiyor. Geçim zorluğu çeken aileler, temel gıda ürünlerine bile ulaşmada güçlük yaşarken, enflasyon oranlarının düşürülmesi ve gelir dağılımındaki adaletin sağlanması için daha fazla adım atılması gerektiğini dile getiriyor.
Asgari ücretin işçilerin beklentisinin altında kalması ve emeklilerin de umutlarının kırılması, alım gücünün her geçen gün düşmesine neden oluyor. Bu durum, yeni yılda vatandaşların yarınları için kaygı duymasına yol açıyor. Özellikle emekliler, artan ilaç ve sağlık giderlerini karşılamakta zorlandıklarını ifade ediyor.
Ekonomik sıkıntıların toplumsal etkileri de giderek derinleşiyor. Uzmanlar, özellikle ekonomik stresi azaltacak politikaların acilen uygulanması gerektiğini belirtiyor. Bununla birlikte, vatandaşın uzun vadede rahatlama hissedebilmesi için köklü yapısal değişikliklerin gerekliliğine dikkat çekiliyor. Hükümetin bu konuda atacağı adımlar, hem ekonomik iyileşmeyi hem de toplumsal huzuru sağlamak adına kritik önem taşıyor.
