Dünya burası, her ne kadar sen her şeyin sahibi olmaya çalışsan da, olamayabilirsin... Sağına soluna bir bak, herkes aynı çaba içinde, herkes dünya dünyanın bütün nimetleri kendisinin olsun istemekte...

Kavgalar olmakta, cinayetler işlenmekte, evler yok olmakta, çocuklar yetim, kimsesiz kalmakta, birkaç avuç dünyaya daha fazla sahip olmak adına...

Bana göre değmez, sana göre değer mi, bunca kavgaya, dövüşe, ölüme bu dünya... Nasıl olsa bir gün bırakıp gidecek değil misin, bırakmamak için bir gücü var mı İnsanın?

Bunca kavga içinde, bunca çok yarış içinde kaybedebilirsin, üzülme derim beni dinlersen...

Çünkü bütün kutsal metinler kimsenin dünyaya sahip olmayacağını söyler, anlamak, dinlemek isteyenlere... Ama kimileri ne duyarlar ne dinlerler, kutsal metinlerin ne dediğini...

Aziz Allah'ın ne dediğini dinlemez olduğu günden beri yolunu şaşırdı insan, evini şaşırdı, şaşırdı geceyi, gündüzü...

Geceyi gündüzü şaşıranlar, gece ile gündüzü birbirine karıştıranlar hep kaybettiler aslında...

Dünyada bazı şeyleri biriktirir gibi görünseler de, kaybettiler sonunda...

Sen üzülmeyesin diye herkes demez bunu sana...

Sen Allah'ı kaybetme yeter ki, yeter ki insan Allah'ı kaybetmesin, Allah'ın dostluğunu kaybetmesin... Allah’ın dostluğunu kaybetmek büyük felaket insan için, düşünmek gerek bunu...

Ölüm var çünkü. Hesap günü var... Yoksa sen de bunları ciddiye almayanlardan mısın? Etme eyleme yazık edersin kendine...

Sen Allah'ı dost edinirsen "bil ki" o dostunu terk etmez, ama iman etmek gerek, buna inanmak gerek... Dost edindiklerinin her biri seni terk eder de "Allah terk etmez." Sen O’nu dost edinmiş, dost bilmişsen, O’nu terk etmemiş sen...

Yeter ki, sen Allah ile aranı bozma. O’nu unutma, O’nu hatırla. O’na bak, senin kapındayım de... Bütün kapılar insanın yüzüne kapansa Allah'ın kapısı kulunun yüzüne kapanmaz, kulluğunu unutmazsa...

Allah ile arası bozuk olanlar hep kaybettiler, hem de çok kaybettiler...

Şimdi neden yazıyorum bunları?

Hani seçim günleri ya, hani kimi beyefendiler, kimi hanımefendiler senden oy istiyorlar, yanımda ol diyorlar ya...

Eğer onlara dost olmak gibi bir niyetin varsa, onların Allah ile aralarının nasıl olduklarına bak, Allah ile ne kadar dostlar ona bak, ondan sonra karar ver onlar ile olup olmamaya derim...

Yolları Allah'ın yolu ile örtüşmeyenlerin yanında olma... Hani denir ya "Yol arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim" yol arkadaşı edineceklerinin yoluna bak...

Yolu Allah'a çıkmayanlara yol verme... Yüzlerine bak onların, yüzleri güzel olanın yolu da güzel olur... Çünkü "Biz onları yüzlerinden tanırız!" der, Rahman... Yüz çok önemli, yüzü aydınlık olmalı insanın...

Kalbi aydınlık olmalı, gönlü aydınlık olmalı ve gözlerinde merhamet olmalı...

Aşk olmalı gözlerinde, konuşurken şiir gibi konuşmalı... Bağırıp, çağırmak, sesini yüksek tutmak Rahmani bir davranış değildir... Bağırıp çağıranları ikaz eder Aziz kitap, bilenler bilir bunu...

Toprağı dost bil, kuşları dost bil, ağaçları dost bil... Dost bil dağları... Toprağı incitenleri, kuşları incitenleri, ağaçları, çiçekleri incitenleri dost edinme, yoldaş edinme...

Ben bunu der, bunu söylerim... Başka şeyler duymak istiyorsan, başka şeyler yazan bir sürü insan var... Sana akıl veren, sana yol gösteren, sana siyasetçileri pazarlayan...

Biz pazarlamacı değiliz... Muradımız kardeşçe bazı şeyleri hatırlatmak...