Selamsız, sabahsız insanlar sokaklarda diyeceğim de “aklıma takılan soru” selamsız, sabahsız insan mı olur? İnsan mı mıdır başka bir insana selam vermeyen, “Nasılsın?” demeyen, özellikle yakınlarına, yakın akrabalarına ve komşularına...

Sahi sen komşularına selam veriyor musun? “Bugün nasılsın?” diyor musun ya da annene, babana, eşine, sevdiklerine?

Fena yenildik dünyaya, dünyalık sevdalara, paraya, zengin olma hırsına ve bunları hayatımıza sokmak için bütün erdemlerden vazgeçtik...

Bir daha diyeyim, bunları hatırlatmak çoğumuzun işine gelmez ve çoğumuz “Şimdi bunları konuşmanın zamanı mı?” falan da deriz. İnsanlığın diyorum, insanlığın geri gelmesini istiyorsanız... 

Merhametin geri gelmesini istiyorsanız...

Yok edilen vicdanın, hatta dinin...

Sevginin...

Aşkın...

Kardeşliğin...

Paylaşmanın...

Evlerinizin ev olmasını istiyorsanız ve gönlünüzün bahar...

Kimse kusura bakmasın evler ev olmaktan çıktı. Hele Müslüman evi hiç değil. Evler üzgün, evler de, “Biz ne hale geldik” diyor, bazıları duymasa da...

İçinde hainlik olmayan bir dünyadan, bir ülkeden, bir şehirden söz ediyorsanız...

Ve gerçekten o sözlerinizde samimi iseniz...

Gerçekten istiyorsanız, yani sözleriniz yalan değilse...

(Dünya kenarda dursun şimdilik)

Ülkenin,

Şehirlerin, bütün sokaklarını, parklarını, caddelerini, kurumlarını çocuklara açın…

Huzur dolsun...

Gönlünüze sevgi yerleşsin diyeceğim de, artık pek çoğumuzun sokaklarına oturduğu sitelere, evlere, hatta şehirlere alınmayan bu çocukları var ülkenin...

Yeterince karnı doymayan çocukları, “Oğlum, hoş geldin. Kızım hoş geldin” derken sevinemeyen anneleri...

Ama kimse bilmek görmek istemiyor...

(Bilerek kimse diyorum efendiler)

Gelin yeniden bazı şeyleri gözden geçirin geçirelim diyeceğim de, kimsenin kimseye kulak vermediği bir vakitler...

Ama yine de yazıp söylüyoruz... 

Ben buradan, sen oradan, ama kime ve neden?

Çünkü biz önce kendimizi unuttuk. Kendimizle yüzleşmeyi akıl etmiyoruz. Sadece yazıyoruz, söylüyoruz...

Yalnız biz değil, camide imam da öyle, okulda öğretmen de, dairede memur da... “Kendi yapmadığınız şeyleri başkalarına söylemeyin. Başkalarından talep etmeyin” der aziz din...

Samimiyeti kalmadı. İnsanı sevmek, yetimin elinden tutmak, ihtiyaç sahiplerine sahip çıkmak kalmadı...

Ama bol bol konuşuyorlar. Birileri bol bol vaat ediyor. Bol bol yalan söylüyorlar...

En çok insanlığa ihtiyacımız var şimdilerde. Merhamete, merhamet sahibi adamlara, kadınlara...

Hoşça kalın...

Unutmayalım Allah kalplerde gizli olanı da açık olanı da bilendir...