Siz de ilişkinizde sık sık regresyon yaşıyorsanız ve bitmesi gerektiğine inanmanıza rağmen bitiremediğinizi ve geri döndüğünüzü şaşkınlıkla izliyorsanız bu haftaki yazımız size hitap ediyor demektir.
Bireylerin hayatında yaygın bir biçimde yer alan anksiyete ilişkilerin noktalanmasının önünde yer alan en büyük rahatsızlıkların başında gelmektedir. Ayrılık sırasında yaşanan yoğun kaygı, geleceğe dair duyulan belirsizlik ve düşünme üzerine düşünme gibi davranışlar ayrılıkta yaşanan anksiyetenin temelini oluşturan bazı düşünsel durumlardır.
Ayrıca ilişkiye harcana çaba, ilişkiyle geçirilen zaman ve bu zamanın ilişkiyle doldurulan kısımları bireyleri ayrılığındaki zorlayıcı diğer faktörleri oluşturabilir. Yakın mesafe bir ilişkide ya da aynı evde yaşanan bir ilişkide alışkanlıklar ve yaşamın birleşmesi kısa sürede gerçekleşirken uzak mesafe ilişkilerinde bu alışkanlıklar ve yaşamın birleşmesi yıllar alabilmektedir. Bu yüzden yakın mesafe bir ilişkide risk faktörü daha fazla olabilmektedir.
Peki bir ilişkinin bitiminde nasıl sağlıklı bir şekilde nokta koyabiliriz. Ve regresyona nasıl engel olabiliriz.
- Öncelikle partnerimize karşı her şeyi net bir biçimde anlatmamız gerekli.
- Olayların sebeplerini ve neden bu hale gelindiğini yine belirtmemiz gerekli.
- Zihnimizde yarım kalan bu hikayenin nasıl bu şekle geldiğini ve neler yapılabileceğini de tartışmamız gerekli. Çünkü aniden çekip gitmek zihnimizde yarım kalan bir hikayeye sebep olabilir. Bu yüzden partnerimizin çabalayabileceği bir tartışma ortamı oluşturmalıyız.
- Böylece partnerimiz sorunlara dair çözüm yollarını düşünebilir ve kendisinin bu konuda bir şey yapıp yapamayacağını söyleyebilir. Bunu yapması ise bizim yarım kalan hikayemizi tamamlayan bir süreci canlandırır ki bu aslında ilişkimiz bittikten sonra zihnimizden geçen o soruların yanıtıdır.
- Bu sorular şu şekildedir:
- Acaba ayrılmasak nasıl olurdu ?
- Acaba bir şans daha mı verseydim ?
- Acaba kendini düzeltebilir miydi ?
- Acaba onu hemen silerek hata mı yaptım ?
- Acaba onunla verdiğimiz emekleri çöpe atarak ilişkinin doğasına ihanet mi ettim ?
- Acaba tekrar mı arasam ?
- Acaba tekrar bir şeyler yaşar mıyız ?
- Acaba adım mı atsam ?
Birey bu acabalar arasında yanıtlanmamış soruların etkisiyle kaybolurken zihninde geriye yarım kalmış bir hikaye kalabilir.
Peki bu hikayeyi kim sonlandırmıştır ?
Bireyin kendisi öyle değil mi ?
İşte bu yüzden tekrar regresyon yaşayarak ilişkiye dönme arzusu oluşabilir. Özellikle hayatında işler yolunda gitmiyor ve olumsuz şeyler yaşıyorsa bu regresyonun hızını arttırabilir.
Peki ne yapmalıyız ?
Hikayeleri yarım bırakmak yerine olumlu ya da olumsuz olarak (partnerimizle tartışarak) o hikayeyi noktalamalıyız ya da devam etmeliyiz. Aksi halde yarım kalan hikayeler bir gün tamamlanmak üzere tekrar kapımızı çalabilir. Yarım kalan hikayenin devamı mutluluk da getirebilir tabi ki ancak bizim için önemli olan şey stabil bir ruh hali ve normalliktir. O yüzden hikayenin yarım kalan sürecindeki mutsuzluğumuz da bizim için önemli bir kriterdir.
Sağlıcakla kalın.