Spor olsun diye öğrencilik yıllarımızda, parkanın cebine lokantalardan çatal, bıçak, kül tablası koyduğumuz günler geride kaldı. Bu eylemlerin arkasında yatan her ne kadar sportif faaliyetler olsa da asıl amaç barındığımız öğrenci evlerindeki mutfak gereksinmelerimizi karşılamak içindi. Evimizin masa, sandalye ihtiyaçlarını da pastanelerin yazlık bahçelerinden karşılardık.Ama hiç birimiz kleptoman değildik.
    
Bir gün arkadaşlarla bir minibüs kiraladık. Kuşadası'na gittik. Denize girdik, eğlendik. Akşam üzeri minibüsele dönüş yolunda bir lokantaya uğradık. Lokanta sahibi baktı, hepimiz öğrenci. Tabağını, çatalını, bıçağını koruma iç güdüsüyle bizi lokantaya almak istemedi. Timur'un kale komutanına, "Hiçbir mala cana dokulmayacak. Teslim olup kalenin anahtarını kan dökülmeden teslim ederseniz" dediği gibi. Lokanta sahibine hiçbir tabağa, çatala, bıçağa dokunulmayacak sözünü vererek yemeklerimizi yiyebildik. 
    
Bir kadının çantasından 700 dolar alırken, restoranın güvenlik kameralarında görüntülenen meşhur gazeteci, siyasi TV yorumcusu (Bu suçlanmadan sonra  TV 100  kanalındaki  yorumculuk görevinden alındı) "Gazeteci  götürdüğü 700 doları sahibine iade etse de, Kadın "Allah'ından bulsun, doktor parası yapsın" diyerek parayı kabul etmedi. Gazetecinin çantadan dolar götürme işinin ihtiyaçtan falan hasıl olduğunu düşünmüyorum. Aksi halde parayı iade etmezdi. Kleptoman teşhisi de konmadığına göre, spor olsun diye yapmış olabilir mi?
                     
MANTALİTE AYNI
Başbakan Adnan Menderes, yüksek rütbeli subaylara kızınca, "Sizin şövelye burunlarınızı kıracağım. Ben orduyu yedek subaylarla da idare ederim" diyeli 65 yıl olmuş. Aradan geçen 65 yıl sonra ülkenin Cumhurbaşkanı, hekimlere yönelik olarak "Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de yeni bitiren doktorlarımızı istihdam edip yolumuza devam ederiz" dedi. Çözüm? İstemiyosan s..k git, ben bu ülkenin sağlık sorunlarını hasta bakıcıları ile de çözerim" mantalitesi.
            
İFLAS EDEN TÜCCAR 
Köylüler gökyüzünde yeni ayı görünce, Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmışlar.
"Hocam eski ayı ne yaparlar?" 
Hoca, "Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar" demiş.
AK Parti, anketlere baktıkça her geçen gün erdiğinin, iktidarı kaybedeceğinin farkında. İflas edince alacak defterlerini karıştırıp alacaklarının peşine düşen  tüccar gibi. İktidar eski defterleri karıştırınca çıka çıka karşılarına Tansu Çiller çıktı. Tansu Çiller'in yeniden iktidar tarafından "Siyasi Arenaya"sürülmesi. "Ben milletimi çok özledim." Siyasete dönüş sloganı kulağa çok hoş gelse de bundan bi cacık olmaz. Bankaya gitse yaşından dolayı, banka kredi vermez.Tapuya gitse varislerinin onayı olmadan menkul satışını gerçekleştiremez. Kendisine Facebook arkadaşı arasa, kimse Facebook arkadaşlığını kabul etmez.Dedim ya bundan bi cacık olmaz.
  
Sonuç itibariyle sarayın, Çiller'den beklentisi, DP ve İYİ Parti tabanından oy tırtıklaması. Miadı dolmuş siyasetçilerden medet umar hale gelmiş AK Parti açısından, sıfırı tüketmesinin en güzel ifadesi de bu olsa gerek.