Tarihin her aşamasında, insanların bulundukları ortamda çevresiyle uyumlu yaşamaları için birtakım kurallar vardır. Kurallar çağlara, ülkelere, topluluklara göre değişse de;

Örf ve adetlerle yönetilen topluluklardan günümüz modern toplumların hukuk kurallarına kadar gelmiş geçmiş tüm kurallar, toplumsal davranışları düzenlemek, başkalarının zararına olabilecek davranışları önlemek için var olmuştur ve olacaktır da.

Ülkemizde de; merkezi ve yerel idarenin koyduğu; şehir, kasaba, köy ve mahallemizde hatta evimizde güven, huzur ve refah içinde rahat yaşamamız adına bir takım kurallar vardır. 

Ama ne acı ki;

Sanki bulunduğumuz ortamda bizden başka insanların da yaşadığını unutuyoruz.
Sanki yalnız yaşıyoruz.

Sokakta, trafik tek yön tabelası var.
Siz arabanızla tek yön diye giderken, arkadaş karşınızdan (ters yön) gelip size hava atıyor.
Hey! Sağdan niye gitmiyorsun diyor.

Kırmızı ışıkta başkaları dururken, arabası pahalı arkadaşımız durmaya gerek duymuyor; motorcular sanırım kendilerini yasaklardan muaf sanıyorlar.
Onlar için hep yeşil yanıyor.

Kaldırımlarımız araç parkı gibi, ailenizle yan yana geçemiyorsunuz.

Belediye masraf edip hizmet üretmiş; görme engelli yürüyüş yolu yapmış, üzeri farklı şekillerde işgal edilerek kullanımı engellenmiş, kesintiye uğramış.                                      

Çöpler caddeye sokağa atılıyor.
Nasıl olsa belediye toplar diye.

Motorcularımız yaya kaldırımlarından ve çok hızlı gidiyor.
Yaşlılar, çocuklar, okul çocukları yanlarından geçince korkularını dakikalarca yenemiyorlar.

Başka bir motorcumuz trafiğin içinde tek teker üstünde Show yapıyor.
Maşallah güzel de yapıyor.
Bir de, sağ sol yaparak hız denemesi de bizlerin bilemediği ayrı bir sorun.

Büyük mağaza ve işyerlerinin tedarik kamyonları, tırlar günün en yoğun saatinde yolu kapatıp yük alıp, boşaltıyorlar.

Tabi ki bunlar say say bitmez.                                           

Toplumda yerleşmiş bir olgu vardır.                                                    

Hemen sorarız, kamu kurumları emniyet, jandarma, belediye niye görev yapmıyor.                                  

Devlet yok mu? Tabi ki devlet var.

Kontroller ve yapılan denetimlerde ceza da yazılıyordur.
Ama sanırım CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL.

Cezaların tekrar değerlendirilmesi ve daha titiz denetim için çağrıda bulunuyoruz.

Başkasına zarar vermenin ahlaki olmadığı ve görgü kurallarına uymadığı da söylenebilir. Kurala uymayan da, görevini ihmal eden de, toplumun huzur ve güvenliğine zarar vermektedir.                 

Yaşadığımız çevre hepimizin.

Birey olarak herkes kurala uymalı, çevresinde yaşayanların haklarına saygılı olmalı.                

Sokaklarda korkutulan çocuklar, yaşlılar bizim, bu toplum, bu çevre hepimizin.                                                                                           

Kimsenin kimseye zarar vermeye hakkı yoktur. Kurallara uyalım, uymayanları uyaralım.