İnsülin direnci, vücudun, pankreasın kan şekeri seviyelerini düzenlemek için gerekli olan bir hormon olan insüline olması gerektiği gibi tepki vermediği karmaşık bir durumdur. Çeşitli genetik ve yaşam tarzı faktörleri insülin direncine neden olabilir. Genellikle “Su içsem yarıyor”, “Herkesten az yiyorum, spor da yapıyorum ama kilo veremiyorum”, “Zor verdiğim kiloları hızla geri alıyorum” diyen kişilerde insülin direnci yüksek olmaktadır. Bu nedenle son dönemlerde kilo ve yağlanma ile ilgili soru

İnsülin direncinin ortaya çıkışında genetik, bazı hormonal hastalıklar ve çevresel faktörler rol oynar. Çevresel faktörler içinde kullanılan ilaçlar, çevresel toksinler, uyku bozuklukları, yoğun stres olabilmekle beraber, en sık neden olarak karşımıza, vücutta yağ dokusunun artışı anlamına gelen “obezite” çıkar.

Doktor kontrolünde kan tahlili ile insülin direnciniz olup olmadığını öğrenebilirsiniz. İnsülin direncinin referans değeri 5,7 olarak kabul edilir. 5,7-6,4 aralığında olan değerler prediyabet şeklinde yorumlanır. Daha yüksek değerleri ise diyabet tanısı koyulmasına sebep olur.

İnsülin direnci olan kişiler kilo verebilir. Öncelikle bu algıyı değiştirmek önemlidir. İnsülin direnci metabolizmaya zarar verdiği için kilo kaybı biraz yavaş gerçekleşebiliyor. Ancak bu sizi korkutmasın, doğru bir beslenme tedavisiyle kilo vermek mümkündür.

İnsülin direnci diyeti tüm besin ögelerini yeterli ve dengeli bir şekilde içermelidir. Kısa dönem şok programlar uygulanmamalıdır. Vücut ağırlığının 6 ayda yaklaşık %5-10’unun azaltılması hedeflenmelidir. Bireyin günlük mevcut kalori alımı hesaplanmalı ve ortalama 400-600 kcal azaltılmalıdır.

Haftalık 0.5-1kg ağırlık kaybı hedeflenmelidir. Sürdürülebilir, uygulanabilir ve lezzetli bir program hazırlanmalıdır.

Günlük protein alımı toplam kalorinin %20-35’ini oluşturmalıdır. Proteinin yeterli miktarda alınması tokluk hissi ve yağsız vücut kitlesini koruması açısından önemlidir. Yağda eriyen vitaminlerin emilimi( A, D, E, K) olumsuz etkilenebileceğinden yağ oranı çok azaltılmamalıdır.

Basit karbonhidratlar yerine(şeker gibi), kompleks karbonhidratlar (tam tahıl ürünleri, baklagiller) tercih edilmelidir. Meyveyi tek başına yemeyin. Meyve gibi karbonhidrat içeren besinleri, tek başına değil de yanına süt/yoğurt/peynir veya badem/fındık/ceviz gibi protein kaynağı olan besinler ekleyerek tüketin. Böylece kan şekerinin ani dalgalanmasını önleyebilirsiniz.

Düzenli egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirin. Egzersiz, hücrelerin insüline karşı duyarlılığını artırıp, insülin direncinin azalmasına yardımcı olabilir.