Evde sıkılınca okuduğum kitapların bile bana yoldaş olmalarını vazgeçmelerini sezince, kendimi sokaklara atıyorum...
İVe en çok kuşlar ile konuşuyorum böyle, zamanlarda, kimi zamanlar kentin sokakları ile... Siz konuşun kuşlar sizi duyacaktır, hatta cevap verecektir sorduklarınıza... Sokaklarda öyle, konuşurlar sizinle, siz konuşursanız...
Önemli olan sokakların da kalbi olduğunu bilmektir... Ama ne yazık bunu kimseler söylemedi bize, anlı şanlı bilge adamlar imamlar mesela kentin müftüsü söz etmedi kentlerin sokakların kalbi olduğundan, o kalbi kirletmeyin incitmeyin demedi hiç biri...
Onun için belki de, bakmayın o delinin söylediklerine diyecekler, bizim söylediklerimiz için...
Kalbi olanların gözlerinde hüzün taşıyanların gidecekleri bir yeri olmayan yeni kentler...
İnsanların çocukların kuşların ihtiyacına göre inşa imar edilmeyen...
Nereye gitsem, şehrin meydanına insem diyeceğim de, şehirde ne meydan var, ne gölgesine oturup soluklanacağın bir ağaç gölgesi...
Ne kuş sesleri dallarda...
Hepiniz çok zalimsiniz, sisteminiz merhametten uzak...
Sonra Sayın Belediye Başkanımız kendini 28 yaşından beri kendini bu şehre adadığını söylüyor, adamak nasıl bir şeyse...
Ve devam ediyor “Benim yaşımdakiler kumda oynarken, be bu şehre hizmet etmeye talip oldum” gibi sözler...
Aklınca çağdaşlarını hor görüp küçümsüyor...
Eh onlarda boş durmadılar aslında, yani kumda falan oynamadılar, kentin en güzel bağlarına bahçelerine oteller inşa ettiler, evler yaptılar...
Sonra yeni sevgililer edindiler kendilerine göre...
Ama babaları ahlaktan söz eden vaazlar dinlediler camiler de...Ne çok kandırıyorsunuz kendinizi...
Neyse yolu açık olsun, Sayın Başkanın, hizmeti daim olsun kendi öyle düşünüyorsa diyecek bir şey yok, desek zaten duyan yok, her yetkilinin kendini Tanırının eli sanan bir ülke oldu ülkemiz...
Birbirine benzeyen partiler, bir birine benzeyen siyasetçiler...
Aynı şeyleri anlatmaktan usanmayan din anlatıcıları...
Aklını başına al ey halkım?
Ülken adına, kentin adına dinin adına insanlık adına bir şeyler yap, her gün daha çok yok olmakta onların her biri...
Bana ne, deme ne olur!
Sonuç; konuşmak istediğim kuşla konuşamadım yine...