Hayatsızlık nedir? Güne geç başlamak, sağlıksız yaşamak veya asosyal olmak mı? Evet, birçok neden sunulabilir ama hayatsızlık aslında başkası için yaşamaktır. Var olan tek bir ömrünüzü biri için üzülerek harcamak ya da o kişiyi mutlu etmek için çabalamak... hayatsızlık tam da budur.
Tabi ki de insan iletişimsel bir varlık, yaşamamız ve anlam bulmamız için maneviyatsal olarak alış-veriş içerisinde olmamız gerekiyor. Ama ne alıştan ne de verişten bir yudum faydalanmayıp tüm hayatınızı birine hizmet etmek için adarsanız bu hayatın sahibi siz olmazsınız. Buradaki hizmet eden kişi de Stevens, kendisi Günden Kalanlar adlı kitabın baş karakteri.
Geçenlerde okudum bu eseri, yazarı aslen Japon ama aynı zamanda Britanya vatandaşı. Bu yüzdendir ki kendisi meşhur ingiliz uşaklarını anlatan bir kitap kaleme almış ve o meşhur İngiliz uşağı da Stevens. Stevens'ın bu hayattaki tek amacı iş verenimi nasıl memnun edebilirim sorusunun çerçevesinde mekik dokumak. Öyle ki Stevens yaptığı şeyin dünyanın en önemli mesleği olduğuna inanan, bunun için özel hayatından, benliğinden, hobilerinden, sağlığından, hatta ve hatta düşüncelerinden bile vazgeçen biri. Ona sorulan felsefi veya siyasi sorulara "ben bunu cevaplayabilecek biri değilim efendim" diyerek yanıtlayan bu cevabıyla da beni krizden krize sokan bir avel yani...
Malesef ki gerçek yaşamımızda da birçok Stevens'la karşılaşıyoruz. Bu insanların bahsettiğim karaktere gelmesinin pek çok nedeni var tabi ama asıl neden bana kalırsa kesinlikle yargılanmalara maruz kalmaları. Özellikle aileden başlayan bu eleştirel yaklaşım birçok insanın pasif ve ezik psikolojisine bürünmesine neden oluyor. O yüzdendir ki dostlarım size önerim sanat. Sanatın her dalı sizin ruh sağlığınıza iyi gelecek bir ilaç. Okudukça ve bildikçe kabaran o dolu egonuz zamanında uğradığınız eleştirilerle dalga geçmenize ve fani hayatı aldırış etmemenize neden olacaktır. Okumak sadece sayfa çevirmek değil aynı zamanda ruhunuzu da okşamaktır. Okuyun, okutun. (Ama bu kitabı okumasanız da olur öneri değildir, bilginize.)