Sevgili dostlar selamlar ve saygılar Geçen hafta başladığımız kazalarda asli kusurlar maddeleri serimizde bu hafta; 2918 sayılı 84/b olan Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme, maddesini ele almaya çalışacağız. Bu Madde ile ilgili 2918 sayılı K.T.K da aşağıda hükümler bulunmaktadır. Yani bu maddelerin ihlali durumunda 84/B Asli kusurunu ihlal etmiş oluyorsunuz.
‘46/2h.Tekyönlü karayollarında araçlarını ters istikamette sürmemek zorundadırlar’ maddesi bulunmaktadır.
Sizlerin de yollarda, caddelerde gördüğü gibi taşıt trafiğine kapalı yol olan trafik işaretli yola girdikten sonra herhangi bir kazaya karışırsanız, kazanın oluşumunda asli kusur olan bu maddeyi ihlal etmiş olursunuz. Sizin bu yolda kazaya karışmanız diğer aracın hiçbir kusuru olmadığını ortaya çıkarmaz, karşı yönden gelen aracın seyri sırasında sizi gördüğünde tedbir alıp almadığı, hız durumu, dikkat noksanlığı gibi sürüş durumlarına göre kusur atfı yapılabilir.
‘47/1c) Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlar’ uymama maddesi.
Bu madde, taşıt trafiğine kapalı trafik işareti olmayan yerlerde, sağa ve sola dönüşün yasaklandığı yerlerde kaza meydana gelmesi durumunda kullanılır. Aynı zamanda yer işaretleri de bu kural kapsamında değerlendirilir.
‘Kazanın oluşumunda kusur tespiti yapılırken bazen yapılan ihlaller net olarak kanunda açıkça yazılmadığı durumlarda kanunun detaylı açıklaması olarak değerlendirdiğimiz 2918 sayılı yönetmelikle açıklanabilir.’ Bunlar ise
2918 sayılı karayolları Trafik Yönetmeliği
94/a) Araçlarını durumun elverdiği oranda gidiş yönüne göre yolun en sağından, yol çok şeritli ise trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmek,
94/k) Bölünmüş yollarda karşı yöndeki trafik için ayrılan yol bölümüne girmeleri yasaktır maddeleri ihlal edildiğinde
Hallerinde sürücüler asli kusurlu sayılırlar.
Ancak, kazada bu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla, yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir.
Trafik kazaları taksirle işlenebilen suçlarıdır, eğer kaza süsü verilerek yapılan olaylar ise kast unsuru içerdiği için Trafik Kazası olarak değerlendirilemez TCK’da yer alan Kasten yaralama veya Kasten Öldürme suçundan hüküm kurulur. Peki taksirin şekilleri nedir diye sorulduğunda ise;
Kanuna Göre Taksirin Şekilleri
Bilindiği gibi kusurdan amaç, failin eylemini irade ve hukuki kurallara aykırı bir biçimde işlemesidir. Taksirde tipik kasıt gibi bir kusurdur. Kısaca taksirli suç, sonucu arzulanmayan suç demektir.
A. Dikkatsizlik
Kazada sürücünün ilgisiz ve duyarsız davranması sonucu oluşan irade yoksunluğunun neden olduğu durumdur. Örneğin sürücünün, Yanıp sönen fasılalı kırmızı ışık yandığı halde kavşağa gelirken fren yapıp yavaşlaması gerekirken hızını azaltmadan diğer kavşak kollarını kontrol etmeden geçmesi bir dikkatsizliktir. Dikkatsizlik bazen yayalarda da görülebilmektedir. Örneğin, kırmızı ışıkta yolu geçmek, yaya geçidi dışından geçmek, araçlara ilk geçiş önceliği vermesi gereken yerde hakkını vermemek, duran taşıtın önünden ani olarak çıkmak, yolun ortasından tutarsız yürümek, hareket halindeki taşıta binmek ya da durmasını beklemeden inmek, sarhoş, uykusuz, kör veya sağır olduğu halde trafik akışında yürümek vs.
Sürücülerin dikkatsizliği genellikle yorgun, uykusuz, dalgın olarak araç sürmek gibi faktörler etkilemekte ise de bu faktörler kusuru hiçbir şekilde ortadan kaldırmamaktadır.
B. Tedbirsizlik
Kişinin, istemediği halde zararlı sonucun meydana gelmesinde önleyici tedbirleri almamış veya savsaklamış olması halinde tedbirsizlik söz konusudur. Örneğin, sürücünün bozuk olan ışık donanımlı araçla gece yola çıkması, lastikleri aşınmış olduğu halde trafiğe çıkması vs. gibi durumlarda tedbirsizlik düşünülmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yukarıda sözü edilen kararına göre; "tedbirsizlik, özen gösterildiği takdirde sakınılabilecek bir husustur. Belirli bir neticenin meydana gelmesini önleyecek Tedbirleri almayarak bir ihmali durum içinde kalmaktır ""Demek ki tedbirsizlik, icrai bir hareketi gerektiren dikkatsizlikten farkı olarak ihmali bir davranıştan doğmaktadır. Başka bir deyişle tedbirsizlik ortak tecrübenin yüklediği tedbir görevinin ihlalidir.
C. Meslek ve Sanatta Acemilik
Araç sevkinde ehil ve mahir olunmaması, trafik kurallarından haberdar olunmaması, vs. gibi durumlarda acemilikten söz edilir. Örneğin, öndeki motosikleti ile viraj dönerken hızlı olması nedeniyle devrilmesi veya düz yolda denge sağlayamayarak herhangi bir yol kusuru olmadan devrilmesi, aracı ile seyir esnasında yakın mesafeden takip edilmesi, ikazda bulunmadan önde giden aracın solabilmesi, kendi şeridinden gitmeyip, sürekli olarak yol ortasından seyredilmesi, park yerinden hızı ve hatalı olarak çıkış yapılıp kazaya sebebiyet verilmesi, vs. acemiliği gösterir.
Yargıtay ceza genel kurulunun söz konusu kararında "Meslek ve sanatta acemilik, belirli bir mesleği yapan kimsenin o meslek veya sanatın esaslarımı bilmemesi veya bu hususta gereken beceriden yoksun olmasıdır denilmektedir.
Hepinize Kazasız belasız sürüşler diliyorum.