Neden bunları yazıyorsam, kimsenin kimseyi dinlemediği bir zamanda neden yazar ki insan? Neden konuşur, neden ağıt yakar kadınlar duyanının olmayacağını bile bile...

Mesela sen neden yazıyorsun diye soracak hiç kimselerin olmadığı günler, herkesin her şeyi ben bilirim, konuşmak benim hakkım yaşamak benim hakkım diyenlerin çok fazla olduğu yeni ama kirli bir anlayış...

İçimde matemler büyüyor anne, içimde utançlar çoğalıyor çoklarının utanmayı insanlığı merhameti unuttuğu şimdilerde...

Ne yazmak istiyorum, doğrusu tam bilmiyorum, hangi sözleri etsem ulaşır ülkeyi yönetenlere kentleri yönetenlere, camilere okullara...

Yazarken canım acıyor anne, canım acıyor ne zaman yoksulluk üstüne birkaç söz etsem...

Yapmayın efendiler bu kadar çok yalan söylemeyin dağları talan etmeyin ormanları kesmeyin zeytin ağaçlarını yok etmeyin demeye kalksam...

Yazarken de. Bu konular üstüne konuşurken de kalbim sıkışıyor, bakma sen konuşurken dediğime, konuşacak kimseler de yok...

İnsanların çokları ilgilenmiyor bu konularla, camide imamım okulda öğretmenin, sonra yöneticilerin beyaz adamların...

Konuşursam kalbim sıkışıyor anne, yazarsam uzaklardan acı bir haber almış gibi kanıyorum...

Sokağa çıksam yalan kokusu her yerde...

Yoksulluk kokusu...

Elbette var, elbette çok pahalı evlerde oturanlar çok pahalı arabalara binenlerde var, yok mu diyelim varken...

Kimisi sağcı kimisi solcu kimisi muhafazakâr kimisi çok tesettürlü kadınlar, çok paralı adamlar da var elbette...

Ama çoğunun umurunda değil Filistin de öldürülen aç bırakılan çocuklar, hatta arka sokaklarda yarı aç yatan, yarı aç okula giden... Onlar çoğu çıkarcı riyakâr yalancı ve görgüsüz...

İnsan çoğu zaman büyük çaresizlik içinde kalıyor...

Sadece,

Sadece dağlara,

En yüksek dağlara çıkıp,

Ey AŞK neredesin,

Neredesin ey insanlık,

Ey hak adalet din diyenler

Merhametli olmaktan söz edenler

Kardeşliği ayakta tutmaktan söz edenler nerdesiniz diye bağırmak istiyor, sesinin Ankara ya Mekke ye Medine ye ulaşır sanıyorsun böyle zamanlarda...

Hedefimiz insanca bir dünya inşa etmek diyenler, sahi neredesiniz diye...

Ayıplama anne, ben seni bu hallere düşesin diye mi beşiğini salladım deme, benim de kaderime böyle olmak düştü belki...

En yüksek sesle seslenmek çağırmak hatta bağırmak istiyorum...

Üstelik "Buradayız" diyecek bir ses duymayacağımı bile bile...

Evet, kimseler cevap vermiyor yerin onlardan aşağıdaysa...

Neredesin ey AŞK, ey Sevda ey hüzün...

Ey insanlık,

Ey merhamet, ey hak ey hakikat,

Ey gerçek,

Ses verin,

Neredeyseniz ses verin...

Unutmayın,en çok cevap vermeyenler acıtır insanın canını...