Kalbini aydınlık tutmak iyi şeyler yapmak doğru sözler etmek istiyorsun, ama el alem ne der gibi düşünceleri aşamıyorsan...
Ve gerçekten samimiyet yurdu ise kalbin, birine omuz vermek başka birine iyilik taşımak istiyorsan bir yetimi sevindirmek bir kuşun karnını doyurmak istiyorsan, çık yola yürü o yol seni en doğru en aydınlık en hayır yere götürecektir...
Boş ver el alemin ne diyeceğine...
Yürü ve aş bütün engelleri, çünkü o engelleri karanlık zalim merhametsiz kişiler döşediler yollarına insanların...
Mesela Halife Ömer “Dağlara buğday atın, Müslüman ülkesinde kuşlar aç öldü demesinler” buyurdu ve bizim inancımızda sünnetti kuşlara yem atmak onları aç bırakmamak..
Bende biliyorum şimdi sen dağlara kuşlara yem atmaya çıksan sana kafayı yedi bu diyecekler, çünkü çağımız kötülükler merhametsizler utanmazlar çıkarcılar çağı... Sen dağlarda çık kuşlara yem at, mahallende dolaş sor soruştur yoksul evlere yiyecek içecek para bırak onları incitmeden...
İnsanların de diyeceği değil, Allah’ın ne diyeceği önemli olan sen oradan bak...
Göreceksin yaptığım her iş yürüdüğün her adım kalbini daha aydınlık kılacak, cennete taşıyacak seni...
İyi insan olmayı merhametli olmayı devam ettir, devam ettirt sokak sokak dolaşıp iyilik sermeye hayır götürmeye selam demeye gariplere yoksullar çocuklara kuşlara hatta sokaklara...
Eskiden bir şehirden başka bir şehre girilirken selam verilirdi yerin altındakilere yerin üstündekilere... Çıkarken de helallik alınırdı şehirden, yerin altında yatanlardan Allah dostlarından...
Ağaçlardan kuşlardan su içilen çeşmelerden...
Göreceksin her yerde Allah’ın rızası çıkacak karşına, kalbin genişleyecek huzurun artacak gönlüne yoluna sevgine aşkına ibadetlerine bereket gelecek...
İyilik hayır merhamet insanlık çadırını kur sen, göreceksin çok gelip giden kardeş hoş geldin sefa getirdin nerden geldin diyenler olacak, bazıları varsın sana kafayı yaktı desin...
Aldırma sen onlara, sen kendilerini itilmiş kakılmış hissedenlerin yanında olmaya onlara selam merhaba nasılsınız demeye devam et, unutma işte o zaman Kâinatın sahibi sana da, “kulum nasılsın” diyecek inan...
El alem ne der, ne derlerse desinler...
O El alem dediklerimiz Aziz Nebi Muhammed Mustafa ya da “Sen delisin sen aklımı kaçırmışsın, hatta sen büyücüsün” bile dediler, ama o yolundan vazgeçmedi, vazgeçmedi doğruları insanları bir olan Allaha çağırmaktan...
Hiçbir zaman vazgeçmedi yoksulların yanında olmaktan onları kollayıp kollamaktan...
Kuşu ölen bir çocuğun üzüldüğünü duyunca o çocuğun evine kadar gitti “sen üzülme ben sana başka bir kuş alırım” dedi...
Ve insanlığın böyle güzel hasletleri kaybettiği bu çağda sen doğru bildiğin yolda iyilik yolunda merhamet yolunda yürümeye devam et.
Varsın ne derse desin el alem...
Bu yolda yorulmak soylu bir yorgunluktur...